''Arıza bir tip!''

“Galip Derviş”, 21 Mart Perşembe günü başlıyor. Bizi nasıl bir dizi bekliyor?

Altın Küre ve Emmy ödüllü “Monk” dizisinden uyarlanan polisiye komedide Engin Günaydın başrolde.

Yeni diziniz hayırlı olsun Engin Bey. “Galip Derviş”, önümüzdeki perşembe seyirciyle buluşacak. Siz ne kadar zamandır çalışıyorsunuz bu proje için?

- İlk görüşmeyi bir sene önce yaptık. Uzun bir hazırlık dönemimiz oldu. Ekim ayında da yoğun bir şekilde çalışmalarımıza başladık.

Hazırlık dönemi neden o kadar uzun sürdü?

- Provalar nedeniyle... Herkes ayrı ayrı provalarını yaptı. Bazı sahneler defalarca prova edildi. Küçük bir tiyatro salonumuz vardı, orada çalışıyorduk, kameraya çekiliyordu. Ondan sonra gerçek mekânlarda çekimler yapmaya başladık. O görüntüler tekrar izlendi ve herkes rolünü kontrol etti. Sete başlamadan önce aşağı yukarı hazırdık hepimiz. Bu sayede sete başladıktan sonra işler çok hızlı ilerdi.

Provaların çok faydasını gördünüz yani...

- Kesinlikle. Zaten oyunculuk daha çok provadadır. Provanız güçlü olduğu vakit, sahne üzerinizde yapacağınız iş çok azalır.

Prova dışında neler yaptınız hazırlık sürecinde?

- Emniyete gittik, cinayet masasıyla toplantılar yaptık. Bu işin işleyişiyle ilgili bilgiler aldık.

Neler gözlemlediniz emniyette?

- Aslında ben çok farklı bir yer olarak hayal etmiştim cinayet masasını. Ama pek enteresan durumlar dönmüyormuş. Ben daha çok karakter olarak baktım, görüştüğümüz amir ve polisler bizden çok farklı değildi. Söylediklerine göre Amerika’dakiyle Türkiye’deki işleyiş arasında da pek fark yokmuş.

HAPŞIRDIĞIM ZAMAN ÇOK SEVİNİRİM

Peki Galip Derviş nasıl biri?

- Çok sorunlu, aşırı hassasiyetleri olan bir adam. 200’e yakın takıntısı var. Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu nedeniyle polislikten ihraç ediliyor. Onun için hayat çok zor, çünkü sürekli meşgul olmak zorunda. Meşgul olmadığı zaman arızaya bağlayan bir karakter. Ama işinde çok iyi. Kafaya taktığı bütün detaylar, işinin bir parçası haline geliyor.

Psikolojik sorunları olan bir adamı canlandırmak, kolay değildir sanırım...

- Aslında her rol kendi içerisinde çok zordur. Galip Derviş rolü de zor ama benim ilgimi çeken yanı da bu zaten. Zor olması benim için büyük bir avantaj. Bu durum, başarı grafiğinizi yükseltiyor çünkü.

Sizin de Galip Derviş’inki gibi takıntılarınız var mıdır?

- Aslında çok takıntılı biri değilim. Çok ufak tefek, herkesin yaşayabileceği şeyler var bende. Mesela hapşırmam çok zordur. Hapşırdığım zaman çok sevinirim. Bir de hap yutamam.

Galip Derviş için ‘kahraman’ deniyor, gerçekten öyle mi?

- Tabii bütün cinayetleri çözdüğü için kahraman diyebiliriz.

Dizinin orijinali “Monk”u izlemiş miydiniz?

- Evet ama çok fazla izlememeye çalıştım.

Oyunculuğunuzu etkilemesin diye mi?

- Galip’in hastalığının çok evrensel bir tarifi var. O nedenle tabii ki benzerlikler olacaktır ama benim yaklaşım farklılığım var.

HAYATI CİDDİYE ALMAYI SEVMİYORUM

Sizi genelde komedi işlerinde izliyoruz. Drama içerikli projelerde yer almayı düşünmüyor musunuz?

- Ben televizyonda komediyi, sinemada dramı tercih ediyorum. Aslında biz okulda komedi değil, dram eğitimi alıyoruz ama ben biraz daha rahat ettiğim için televizyonda komedi işlerini seçiyorum.

Komedide daha rahat etmenizin sebebi ne?

- Bu biraz alışkanlık da olabilir... Hayatımda çok fazla komedi var. Hayatı çok ciddiye almayı sevmiyorum. Komik tarafıyla ilgileniyorum hayatın.

Her ne kadar komedi işlerinde oynasanız da, sert bir imajınız var aslında...

- Beni normal hayatta gören yok. Sadece magazinde görürler. Magazinde pek olmak istemediğimden biraz sert duruyor olabilirim. Ama normalde öyle bir sertliğim yok.

Hayatı neden ciddiye almıyorsunuz?

- Hayat yeterince ciddi zaten, bir de ben üzerine ciddiyet katmak istemiyorum.

Galip Derviş tanıtım videoları için tıkla

ORİJİNALİNE EN YAKIN DİZİ

Biraz önce karakterin zorluğundan bahsettik, peki polisiye komedi çekmek zor mu?

- Kesinlikle çok zor. Ama “Monk”un çok iyi yazılmış bir senaryosu var.

“Galip Derviş”, bire bir uyarlama mı, yoksa senaryoda değişiklikler var mı?

- Orijinaline en yakın dizi diyebiliriz.

“AĞLAMAK YOK” GELİYOR

Sizi sinemada en son “Vavien”de izledik. O filmin senaryosunu da yazmıştınız. Var mı yeni sinema projeniz?

- “Vavien”den sonra “Ağlamak Yok” diye bir senaryo yazdım. Filmi temmuz ayında çekilmeye başlanacak. Yapımcısı Zeynep Özbatur.

Nasıl bir proje “Ağlamak Yok”?

- Yönetmenimiz şimdiden bilgi vermek istemiyor. Ondan dolayı film çekilmeden bir şey söyleyemiyorum.

Siz oynayacak mısınız filmde?

- Ben “kendi yazıyor kendi oynuyor” durumunu pek sevmediğim için bu filmde olmak istemediğimi söyledim. Onlar da “tamam” dedi ama sonrasında “Bari şunu oyna, şunu yap” demeye başladılar. Çok küçük bir sahnede figürasyon olarak oynayacağım.

Tiyatro projeniz var mı?

- Çok uzun zamandır yapmak istediğim bir tiyatro projem var. Diziden sonra onu yapacağım.