Aşka klişe tarif

‘Hayata’ isimli yeni albümüyle hayranlarıyla buluşan Keremcem, “Altı yıldır takım elbiseliydim, artık biraz yakayı açmanın zamanı geldi” diyor. Albümde kız arkadaşı Belit Özükan’ın da bestelerine yer veren genç şarkıcı ‘sevgili’ kelimesini kullanmayı sevmiyor

* Albümde neden hiç besteniz yok?
Benim olmayan şarkıları yorumlamak, daha çok yorumcu kimliğimle öne çıktığım bir albüm yapmak istedim. Bu fikri uygulamayı yeni albüm için düşünmüyordum ama nasip böyleymiş.

* Albümün ilk şarkısı ‘Vurgun’a arabesk bir hava mı hakim?
Şarkıda alaturka bir keman grubu çaldı. Bu da şarkıyı güçlendirdi ve biraz arebesk bir hava kattı. Aslında karma bir şarkı ‘Vurgun’. Çünkü hard rock gitar ve davullar kullanıldı. Şarkının bana yakıştığını düşünüyorum. Lansman konserinde en tutkulu söylediğim, en keyif aldığım şarkılardan biriydi.

* Neden tarz değişikliğine gittiniz?
Bunu da hep istiyorum. Çünkü ben rock müzik dinlememe rağmen pop şarkılar söyleyen biriyim. ‘Hayata’ popüler müziğin ortasında bir albüm. Bu bir pop albümü, ama sound olarak pop rock.

* Albüme ilk tepkiler nasıl?
Tepkiler düşündüğümden çok çok daha iyi. Lansman konserinde de bu geri dönüşleri aldım. Çok eğlendim ama çok da heyecanlandım. Çünkü askerden sonra yaklaşık bir yıldır konser vermedim, sahneye çıkmadım.

Galeri için tıklayınız.

* Askerlik süreciniz nasıl geçti?
Görevimi Ankara’da, moral ekibinde yaptım. Komando birliklerine şarkılar söyledim.

* Bu süreçte yazdığınız besteler var mı?
Şarkı yazmak bir süreç ve dönem meselesi. Hiç şarkı yazmadığım zaman olmuyor. Sadece çok sık şarkı yazdığınız, seyrek yazdığınız zamanlar olur. Yeni albüm üç yıllık bir aradan sonra çıktı ve bir besteci olarak tabii ki şarkılar yazdım. Belki beşinci albümüm sadece benim şarkılarımdan oluşur.

* ‘Küstüm Hayata’ adlı şarkınızın soundu hareketli ama sözlerinde sevgiliye duyulan büyük bir özlem var. Siz bu denli acı çektiğiniz, hayata küstüğünüz bir ilişki yaşadınız mı?
‘Küstüm Hayata’ ilginç bir şarkı, albümün ismine ilham veren şarkı. Sözü ve müziği Ceyhun Keskin’e ait. Albümün müzik direktörlüğünü İskender Paydaş yaptı. ‘Küstüm Hayata’ gibi çok karamsar sözler var, ama soundu bir o kadar eğlenceli. Hayatla dalga geçen bir şarkı. Aşk tabii ki bizi hayat küstüren ve barıştıran birkaç güçlü kavramdan biri. Ve benim de küsmek istediğim zamanlar oldu. Ama iki taraflı çok uzatmadan barıştık hayatla.

* Albümün ismine nasıl karar verdiniz?
O süreç biraz sancılı oldu. Bir sürü fikir atıldı ortaya. Ama ‘Hayata’ çok olumlu hisler uyandıran bir isimdi. ‘Küstüm Hayata’yla bir tezat oluşturması çok hoşuma gitti.

* Albümde iki şarkının sözlerinde sevgiliniz Belit Özkan’ın imzası var.
Evet, çok güzel sözler yazdı. Biz koymak istedik, o da memnuniyetle verdi. Ama sorunun başında söylediğiniz ‘sevgili’ kelimesini kullanmayı sevmiyoruz. En azından ben bunu yapmaya alışkın değilim ve doğru olmadığını düşünüyorum.

* Aşkı nasıl tarif edersiniz?
Benim klişe bir tarifim vardır: Aşk tarifi olmayan tek şeydir. Seviyorsanız, nedenini bilmiyorsanız ve bu da umurunuzda değilse bunun adı aşktır.

* Albümde şu anki ruh halinizi en iyi yansıtan şarkı hangisi?
‘Oyun’ ya da ‘Kandırıyor Aşk’ olabilir.

* İlk klip hangi şarkıya gelecek?
‘Vurgun’a çektik. Fotoğraflar da, klip çekimini de Balat’ta yaptık. Balat’ın güzel ve farklı bir ışığı var. Melankolik, merak uyandıran, biraz da gerilim öğeleri içeren bir klip oldu. Ben de izlemedim, ama güzel şeyler çıkacağına eminim.

* Albümle birlikte imaj değişikliğine gittiniz...
Altı yıldır takım elbiseliydim, artık biraz yakayı açmanın zamanı geldi. Daha spor kıyafetler seçtik ve küçük bir dokunuşa gittik. Bu benim de çok hoşuma giden bir değişim oldu. Çünkü insanlardan gelen tepkiler bu yöndeydi. İlk çıktığımda çok şaşırmışlardı, “Takım elbiseli popçu olur mu?” dediler. Ama o dönem farklıydı, şimdi bir farklılığı kalmadı. Saçlarımı da Dean Martin şarkıları söylediğim bir projeyle bu kadar uzattım, bu halini çok sevdim. Yaklaşık bir aylık sürede 25 Dean Martin şarkısı ezberledim. Sancılı ve uzun bir dönemdi. Ama çok severim şarkılarını.

“Setleri özledim”
* Şu an hayatınızda nasıl bir dönemdesiniz?
Çok güzel ve verimli bir dönemimdeyim. Özlediğim her yere gidiyorum, özlediğim her işi yapıyorum, beni özleyenlerle oluyorum... Her yerde olmak için yeteri kadar, çok daha fazla enerjim olduğunu düşünüyorum. Ben sevenlerimi çok özledim, onların da beni özlediğini biliyorum.

* Oyunculuk devam edecek mi?
Bu da o toplam ara, dinlenme ve yenilenme döneminin bir parçası. Oyunculuk çok değer verdiğim, ciddiye aldığım ve saygı duyduğum bir kavram. Setleri özledim. Kameranın önünde olmak, bir hikayenin parçası olmak çok güzel bir şey. Albüm kadar bir dizinin de beklendiğini biliyorum. Şu an kabul ettiğim bir proje yok, ama çok istiyorum.

* Şarkıcılığa ve oyunculuğa aynı anda konsantre olabiliyor musunuz?
Her projenin kendi ritmi ve melodisi var. O yüzden çok farklı şeyler değil, hatta birbirini destekleyen şeyler bence. Çünkü şarkı söylerken bir yandan da o şarkının duygusunu oynuyorsunuz.

* ‘Aşk Oyunu’ dizisinin şöhretinizdeki payı ne sizce?
Bana katkısı olan bir diziydi. Sadece bir dizi olarak değil orada ekip arkadaşlıkları da çok güzel ve özeldi. Hep nasip olmaz böyle projeler. Aynı diziden oyuncu arkadaşımız Erdoğan Oflu’yu kaybettik. O gün hepimiz oradaydık. Ve ben bir kez daha anladım nasıl bir ekip olduğumuzu.

* Sinema filmi hayaliniz var mı?
Hayalim yok, ama oyunculuk yapan birinin o perdede kendi görmek istememesi gibi bir şey söz konusu olamaz. İyi bir senaryo, iyi bir yönetmen ve benim altından kalkabileceğim bir rol olursa neden olmasın, çok isterim.

“METAL GRUPLAR DiNLERiM”
Müziğe başladığımda bayağı sert heavy metal gruplar dinlerdim, hâlâ da dinliyorum. Sepultura, Megadeth, Metallica... Hatta Metallica popüler kalırdı bu isimler arasında. Gitar çalmaya da böyle başladım. En son U2 konserine gittim. Bon Jovi İstanbul’a geliyormuş. O lise dönemimizin efsanesidir. Türkiye’de yapılan rock müziğinin de çok güzel olduğunu ve daha güzel yerlere geleceğini düşünüyorum.