resim yok
17 Mayıs 2013 - 00:00

Ekranın sevilen dizilerinden Behzat Ç'nin Ç'sinin ne anlama geldiğini Koray Çalışkan köşesinde açıkladı.

Radikal gazetesinden Koray Çalışkan sevilen dizi Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi'nin setine konuk oldu.

Herkesin merakla beklediği Behzat Ç.'nin 'Ç'sinin ne anlama geldiğini açıkladı.

İşte Koray Çalışkan'ın o yazısı:

Emrah Serbes’in Behzat Ç���sini ilk okuduğumda bayılmıştım. Emrah’ı arayıp bir film yapacağım, “gel beraber çalışalım dediğimde, biz de bir diziye başlıyoruz, bakalım ne olacak” demişti. Ortaya Behzat Ç. çıktı. Sonrasını biliyorsunuz. Herkes onları konuştu, herkesi ekrana kilitledi. Adaletsizliğe savaş açan bir polisin peşine düştük.

Türk dizilerinin dünyadaki başarısı üzerine olan uluslararası bir belgesel yapıyoruz. Habertürk’te Haziran’da izlersiniz. Behzat’ın setini görmeden bitirmek olmaz dedik. Son bölümün kamera arkasını çekmek, ekiple bir gün geçirmek, havayı solumak için Serdar Akar’ı aradım.

“Bekleriz” dedi ve Adam Film’den Velhan Çantay’a haber verdi. Velhan Hanım jet hızıyla bütün bağlantıları kurdu. İki gün sonra Ankara ’da bulduk kendimizi. Sete girdiğimiz gibi sakin bir insancıllık çevremizi sardı. Behzat’ın meşhur “La!”sı sete de sinmişti. Kerli ferli profesör arkadaşlarımla “lanlı lunlu” konuşmaya başlamamıza, şakaları o dilde döndürmeye çalışmamıza neden olan dramanın fabrikasındaydık.

Hayalet spin

Ankara’da dizi yapmanın bir sükûneti vardı. İstanbul setlerinin gergin havasından ziyade, trafiği bile daha sakin bir kentte o kentin hikayesini anlatan insanlar dolaşıyordu ortada. Bu gece izleyeceğiniz takip sahnesini nasıl çektiklerini izledik, kaydettik. Hayalet birinin arabasını kovalıyor ve arabasıyla önünde spin atıp yolunu kesiyor.

Araba geldi. İnanılmaz bir gürültüyle sokağın ortasında, yana park etmiş arabanın 30 santim yanında durarak spinini attı. Cayırtılarla duran arabadan İnanç Konukçu çıkıp silahını çekti ve durdurduğu arabadaki adama doğrulttu.

Dublör kullanmışlardır diye düşünmüştüm. Yok, gördüğümüz bütün hareketleri oyucular yapıyor ve her gün her an yapabilmenin rahatlığı ve profesyonelliğiyle kotarıyorlar. Görüntü yönetmeni arkadaşım Veysel Çelik’le birbirimize bakakaldık. O kadar sakince gerilim kurmuşlardı ki, nasıl kaza olmuyor diye düşündük. Defalarca yaptılar. Tereyağından kıl çeker gibi.

[reklam]
Spoiler yok

Öğle yemeği vakti geldi. Ekiple oturduk. Sohbet gani. Yaptıkları işi seviyorlar, herkes senaryodan konuştu. Yok, sakinler, kendilerine güvenliler. Sürprizleri yazmayacağımı biliyorlar. Çektik gerçi, akşam siz de izlersiniz.

Yemekten sonra yönetmen Sadullah Şentürk’le lafladık. “Ne var Behzat’ta bu kadar sevilen?” diye sordum: “Behzat kırılgan, yalnız, acı çeken, zayıflıkları olan bir kahraman. Klasik dramada seveceğimiz bir kahraman modeli değil. Alkolle sorunları var, kadınlarla geçinemiyor. Sert de gözükse yengeç gibi içi yumuşacık, kabuğu sert. Sadece vicdanı temsil ediyor. Ve polislik gibi bir kurumun içinde çalışıyor... ülkemizdeki az gelişmiş demokrasinin içinde kendince bir adalet duyusunu yaşatmaya çalışıyor.”

O anda yanımızda Behzat Ç. bitti. Erdal Beşikçioğlu Reha Erdem’in Hayat Var’ında Hayat’ın babasını oynamıştı. Behzat Ç.’de ise kendisini oynuyor. Bir selam verdi, elde tespihi ve sigarası geçti gitti.

Sadullah’a göre “Behzat ana akım dışında dizi yapılan bir döneme denk geldi, meseleleri ele alışı, klasik dramanın üslubuna sahip olabilir, ama meseleye yaklaşımı açısından farklı. Adamların hepsi çirkin mesela. Serdar Akar’ın kurduğu bir dünya bu. Aykırı ve doğru da bir şey. Burada seyircide sanki bizden bir şeymiş, bizim salonumuzdalarmış duygusu yaratan bu gerçeklik.”

Ne var şu Behzat’ta?

Sonra Erdal Beşikçioğlu ile oturduk. Üzerinde siyah deri ceketi, elinde tespih, önünde kahvesi. Sigara tuttu. 6 aydır içmiyorum. Koskoca Behzat komiserim tutmuş. “Ayıp olur la!” dedim içimden, yaktım. Gayri ihtiyari gözüm votka da aradı. Başım dönmeye başladı ya, olsun, kamera kaydediyor, not tutmaya gerek yok dedim.

İlk soruyu sorduğum gibi kendimi Harun gibi hissettirdi, fırçayı yedim: “öyle bir soru soruyorsun ki bana sosyologların bu konuyu hazırlayıp bir rapor sunması gerekiyor.” Bir nefes daha çekip, sordum: “Ne var şu Behzat’ta?”

“Valla bunun nedenini hiç bir zaman sorgulamadım ama Emrah’ın iki romanı vardı bu karakterleri anlatan. Orada çok insani duygulara sahip, bizden, yanımızdaki yöremizdeki biri...”

“Bunu da bir kahramanlık kadrajında anlatamazsın. Köşk ya da konaklarda macera dolu bir dünyaya sahip değil, kendi bir macera içerisinde yaşayan insan bir adam. Etik değerleri var, alkol içip içmemesi değil adalet kavramıyla ilgili problemleri var.”

“Son yıllarda ... adalet mekanizmasına çok çomak sokuldu, bunu göstermek için iyi bir göstergeydi. Bunun için sevildi”.

“Yok Behzat güçlü bir adam değil, hala kendiyle mücadelesi olan, kendini bulmaya çalışan bir karakter hepimiz gibi... Yani ölene kadar da arayacak muhtemelen.”

Laf lafı açtı, set bekledi. Ayrılma vakti geldi. Bizim setten ve Türkiye ’nin Behzat Ç���den. Bir iyi haber, yeni film çekecekler yakında. Sinemada Behzat’ın hikayesi devam edecek.

Ve gideceğiz. İzleyeceğiz. Her şey bir yana, hakikate çekildiğimizden, hakikati çektiklerinden. Artık Behzat Ç.’nin Ç.’sini açıklamanın zamanı geldi. O Ç gerçeğin Ç’si.

Ama G ile başlıyor diye kızmayın, hikayede o kadar şaşırtmaca olur.

 

 

BEHZAT Ç.'DE FİNAL ZAMANI! DETAYLAR BURADA!

Aşağıdaki bağlantıdan Diziler instagram hesabını takibe alarak güncel dizi haberlerini instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

@diziler

üyeler ne diyor?

resim yok
:-) :) :o) :c) :^) :-D :-( :-9 ;-) :-P :-p :-Þ :-b :-O :-/ :-X :-# :'( B-) 8-) :-\ ;*( :-* :] :> =] =) 8) :} :D 8D XD xD =D :( :< :[ :{ =( ;) ;] ;D :P :p =P =p :b :O 8O :/ =/ :S :# :X B) O:)
Kapat

bizi takip edin