Erdal Beşikçioğlu 'Reaksiyon'u anlattı!

Bu mevsim çok Erdal Beşikçioğlu yapacak!...

resim yok
29 Ağustos 2014 - 15:54
Röportaj

Star TV'de tanıtımları dönmeye devam eden 'Reaksiyon' dizisi ile yeniden ekranlara geri dönüş hazırlığınd aolan Erdal Beşikçioğlu ile yeni projesi hakkında çok özel bir sohbet...

 

Bu mevsim çok Erdal Beşikçioğlu yapacak!

Onu özleyenlere önümüzdeki aylarda gün doğdu: Star'da başlayacak yeni dizisi Reaksiyon, vizyona girecek yeni filmi Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku ve Ankara'da perde açan yeni tiyatrosu Tatbikat Sahnesi derken, Erdal Beşikçioğlu'yla hasret giderilecek medyumu gani bir sezon söz konusu. Ki isabet... Ne kadar Erdal Beşikçioğlu, o kadar iyi...

 

KEYİFLİ SÖYLEŞİ

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ertesi günü; Erdal Beşikçioğlu'nu, Reaksiyon dizisinin çekimlerinden dolayı artık bir ayağı da İstanbul’da olacağı için yeni taşındığı, Cihangir'deki part-time ikametgahından alıp, hep birlikte 'hiçbir yere' doğru yola koyuluyoruz. Hiçbir yer derken, kinayem varsa iki gözüm önüme aksın. Kabasıyla nereye gittiğimizi biliyoruz ama prodüktörümüz Ahmed (Çaylı), hafta boyunca; ''Peki tamam da canımın içi, ben yine anlamadım, şu çekim tam olarak nerede?'' sorusuna hep aynı şekilde yanıt vermiş: ''İnan ki hiçbir yer diye tarif edebilirim ancak. Siz hele bir yaklaşıp arayın, ben ordan koordinat bildiririm.''

Gündemin harı malum; haliyle seçimden ve memleket ahvalinden laflaya laflaya ormanları, sayısız kamyonun fink attığı, yapım halindeki bitmeler bilmez yolları, tepeleri bayırları aşıp Kilyos civarlarına geldiğimizde, şebekenin yer yer çektiği noktalardan arayıp tarif alıyoruz: ''Park etmiş, kalabalık bir kamyon grubu gördün mü, hah şimdi onu geç...''

 



Ki biz yine iyiyiz; çekim ekibi arasından inek sürüsü mihenkli tarif alanlar da olmuş. İnekler önlerindeki çayır çimeni beğenmeyip biraz ötede otlayalım dese, sil baştan ara ki bulasın...

Çekim mahalline vardığımızda, ''Bu ne ya? Gide gide sonunda IŞİD kampına mı geldik?'' diye soruyor Beşikçioğlu. Bulunduğumuz tepelikte ardiye türünden tek bir bina, onun da duvarlarında Arapça birtakım yazılar var. Daha önce yine buralarda çekilmiş bir aksiyon dizisinden yadigarmış meğer.

Açık havaya yerleştirilmiş, çekimde giyeceği kıyafetleri görünce beni kaşıntı tutuyor. Güneş alnımızda alevden bir top gibi; o ise birazdan kalkıp, üzerindeki Run DMC tişörtünü çıkarıp yün kazaklar, kabanlar giyecek; kamp ateşi başında közlenecek. Nema problema şeklinde omuzlarını silkiyor. Sıcak ona dokunmazmış: Hem çok likit tüketmediğinden hararet yapmazmış hem de spotuydu, şuyuydu buyuydu, sıcakla iyi geçinmek zaten meslek icabıymış.[reklam]

Teşbihte hata olmaz, yine meteoroloji terminolojisinde dillendirecek olursak, önümüzdeki mevsim, bol Erdal Beşikçioğlu yapacak: Yeni bir sinema filmi, yeni bir dizi, yeni oyunlarla perde açacak, yepisyeni bir özel tiyatro...

 

FARKLI PROJE

Eylül'de vizyona girecek olan Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, Beşikçioğlu'nun filmografisinde şimdiye dek görmediğimiz türden bir aşk filmi. İlhami Algör'ün aynı adlı kısa romanından uyarlanan, ödüllü yönetmen Çiğdem Vitrinel'in ikinci uzun metrajı olan projeden bahsederken, ''Vali'de bıyıkları beyazlattım, Behzat'ta sakalları beyazlattım; zaman geçip gidiyor, bu arada bir aşk filmine ihtiyacımız var dedim'' diyor gülerek...

''Üslupları denemek istiyorum. Behzat Ç.'de yarattığımız karakterin ideolojik bir simge haline gelmesi, dizi tarihinde ender rastlanan bir hadiseydi. Fakat karakterle oyuncu da bu denli özdeşleştirilince, zaman zaman sıkıntılar yaşıyorsunuz tabii. Hiçbir şekilde siyasi bir şey düşünmeden, sadece bireyin kendi içinde yaşadığı sıkıntılardan bahseden bir film yapmak istiyordum. Çiğdem güzel takıldı. Sezin Akbaşoğulları oynuyor, Harun Tekin müziklerini yapıyor. Müzeyyen nasıl bir kadın? Bu adamın o kadında bulduğu, bir erkeğin bir kadında aradığı özellikler nedir? Bu soruları soruyor.''

 

 

'HERKES DÜŞMANINI TANIYACAK'

Gelin görün ki, kan çekiyor olsa gerek, aşk filmiyle şöyle bir nefes alır almaz, giriştiği diğer iş, siyasi mi siyasi. Yine Eylül'de Star'da başlayacak olan, ''Herkes düşmanını tanıyacak'' sloganıyla tanıtılan Reaksiyon'da bu kez eski bir istihbaratçıyı canlandırıyor. ''Milli İstihbarat Teşkilatı'ndaki gelişmeleri, İsrail'in, Avrupa'nın, Ortadoğu'nun, Amerika'nın konjonktürel olarak Türkiye üzerindeki etkisini anlatan bir proje'' diyor Reaksiyon için: ''En son CASA uçağı düştü hatırlarsanız, onun neden düşmüş olabileceğine dair varsayım üzerinden yürüyen, siyasi bir iş. Benim canlandırdığım, biraz eski kafalı, Kuvayi Milliye sınırlarının hiçbir şekilde parçalanmaması yolunda, inandığı ideoloji üzerinden hareket eden bir karakter. Lakabı Dayı. Yeni dönem MİT'ten uzaklaştırılmış, biraz daha kendi dünyasına dönmüş. Birçok düşüncenin savunulduğu bir alan Reaksiyon. Adı üstünde; karşı taraf bir hareket yapıyor, buna karşı da başka biri tepkisel bir hareket geliştiriyor. Bana verilen söz şu ki, biz hiçbir zaman tek bir taraftan bakmayacağız. Daha doğrusu, 'angaje' bir bakışı olmayacak. Tek bir taraf söz konusuysa, o da bağımsızlıktan yana taraf... Bunun yolu da her düşünceyi dizi içinde tarafsız biçimde ifade edebilmekten geçiyor.''

Dizi projesi dediğiniz, sinemadaki gibi, senaryonun başını sonunu, her satırını bilerek girişilen bir şey değil; biraz da yolda düzülen bir kervan malum. Beşikçioğlu, gidişatta hemfikir olunmaması halinde diziden ayrılabilme şartını sözleşmesine ekletmiş ki bu, daha önce yaşamadığı türden bir tecrübe değil.

 

NASIL ETKİLEYECEK?

Dizinin seyirci üzerinde yaratacağı etkiyi çok merak ediyor. Sıradan seyirciden öte, TBMM’dekilerin vereceği tepki, esas merakını mucip olan: ''Bilmiyorum ki nasıl karşılanacak? İkinci senenin sonunda Behzat'a etmediklerini bırakmadılar biliyorsunuz. Bu da çok tartışılacak bir iş. Ki zaten bana sorarsanız, bir iş yapıyorsanız, bırakın tartışılsın. Mutfakta bulaşık yıkarken dizi seyretmeyelim yani. Onun için bir zaman ayıralım ve eğer ayırıyorsak da ertesi gün tartışacağımız bir zamanı ayıralım. O yüzden Vali vardı, o yüzden Behzat Ç. vardı. O yüzden Işık Hoca gibi bir karakter oynamak istemiştim Es-Es'te; YÖK'le derdi olan ve öğrencinin yanında duran bir hoca olmak istemiştim ama maalesef o dönemin yapım firmasıyla olamadı. Dizide kızım ve o dönemin gençleri devamlı gece hayatına giden gençler olarak lanse edilmeye başlandı. Orda da vardı sözleşmede uymazsa ayrılırım maddesi; bana müsaade dediğim yerlerden biri olmuştu.''

İçinde bulunduğu her işten zevk alıp gurur duymayı son kertede önemsiyor. Fakat konu sanatsa, varsa yoksa tiyatro; ötesi teferruat bir yerde.

Konu 15 Eylül'de sezona perde açacak yeni tiyatroları Tatbikat Sahnesi'ne geldiğinde, burdan Jüpiter'e kadar konuşabilir. İlk kez 1940'ta Ankara Devlet Konservatuarı'na bağlı olarak kurulan, ilk çalışmalarını Carl Ebert'le yapıp yoluna Muhsin Ertuğrul’la devam eden, Devlet Tiyatroları'nın kurulması sonucu 1949'da kapanan Tatbikat Sahnesi'yle on yıllar sonra yollarının kesişmesi, biraz şartların zorlaması sonucu. Denir ya: Kısmet...

''Benim bütün derdim, tiyatroların daha çok ilgi görmesi'' diyor: ''Televizyonda tüketim olur, tiyatroda üretim. Üretim olan yerde düşünce yeşerir. Bu diziyle birlikte, popülerlik sayesinde, tiyatrodan uzak milyonlarca insanımız sahneleri doldursa, onlarca yeni tiyatro sahnesi açılsa, şahane olmaz mı?''

 

 

'REAKSİYON' İÇİN GERİ SAYIM SÜRÜYOR! GÖRÜNTÜLER BURADA!

Aşağıdaki bağlantıdan Diziler instagram hesabını takibe alarak güncel dizi haberlerini instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

@diziler

üyeler ne diyor?

resim yok
:-) :) :o) :c) :^) :-D :-( :-9 ;-) :-P :-p :-Þ :-b :-O :-/ :-X :-# :'( B-) 8-) :-\ ;*( :-* :] :> =] =) 8) :} :D 8D XD xD =D :( :< :[ :{ =( ;) ;] ;D :P :p =P =p :b :O 8O :/ =/ :S :# :X B) O:)
Kapat

bizi takip edin