resim yok
30 Eylül 2011 - 00:00

 

Paparazzi kültüründen şikayet eden Ergün, CADDE’ye şunları anlattı: “Gece hayatı olan, her gece sokaklarda dolaşan biri olarak yansıtıldım. Beni kulüplerin açılışına davet etmeye başladılar”
 
“EHLİYETİM BENDEN MEŞHUR OLDU”
 
* ‘Gün Akşam Oldu’ dizisiyle seyirci karşısına çıkmaya hazırlanan Halil Ergün şöyle konuştu:
“Paparazzi kültürü beni çok rahatsız etti. Bu ülkede benim konumumdaki insanların özgürce bir yerde oturmaya hakkı yok. ‘Yaprak Dökümü’  macerası bana çok acı çektirdi. Ehliyetim benden meşhur oldu. Gece hayatı olan, her gece sokaklarda dolaşan biri  olarak yansıtıldım. Bu yüzden gece kulüplerinin açılışlarına beni de davet etmeye başladılar.”  
 
“BENİ PUSUYA DÜŞÜRDÜLER”
* Magazinciler tarafından pusuya düşürüldüğünü öne süren Ergün şöyle devam etti: “Trafikte yakalanmamı kurguyla yaptılar, resmen bana pusu kurdular. Bunlar belgelerle sabit. Sanki ben her dakika içki içiyorum... Evimde içki yoktur. Bana içkici, sarhoş adam muamelesi yaptılar. Bana hakaret ettiler. Bana işkence çektirdiler. Gece yarısı evime giderken şiddet kullandılar resmen. Bir de polise, ‘Tehlikeli bir şahıs şu arabayla gidiyor’ demişler. Bu beni çok kırdı.”
 
“ŞÖHRETiME  LANET ETTiM”
Gün Akşam Oldu’ dizisiyle seyirci karşısına çıkmaya hazırlanan Halil Ergün, “Gece hayatı olan, her gece sokaklarda dolaşan biri olarak yansıtıldım. Bu yüzden gece kulüplerinin açılışlarına beni de davet etmeye başladılar” diyor
 
* Halil Bey, sizi bu projeye çeken unsur neydi?
 
Proje tabii ki... Biraz ben de besledim katkı olarak. Aslında hiç niyetim yoktu, ama istenir olmak var ya... Bir de uzun yıllar bu işe devam edemeyeceğim, son demler bunlar. Özlemişim seti.
 
* Filiz Akın unsuru...
O işin daha renkli yanı. O bizim için çok değerli bir katkı oldu. Filiz Akın’la oynamak heyecanlı bir şey. 
 
* Senaryonun oluşum aşamasında herkes kendi yaşamından hikayeler anlatmış. Sizin hikayeniz neydi?
 
Ben sadece oyuncu olarak kalmayı sevmiyorum. İşin doğru ve başarılı olması için elimden geleni yapıyorum. Bu hikayenin özünde beni çarpan mesele, hayatımızdaki insanları gerçekten tam olarak tanıyamıyor oluşumuz. Ben İznikliyim, bir taşra çocuğuyum. Annemi, babamı, kardeşlerimi çok iyi tanıdığımı düşünürdüm. Yıllar sonra hayatın bana verdiği deneyimler ve yaşın getirdiği olgunlukla aileme bir daha baktım.  Ve onları tam olarak tanıyamadığımı fark ettim.
 
* Çekimleriniz nasıl geçiyor?
Benim içinde bulunduğum setler kıyak olur. Dostluklarım hep sürer. Bu sette de çok keyifli bir buluşma yaşadık. Diliyorum bu ekrana geçer.
 
“Reytingi olan bir oyuncuyum” 
* Ekranda çok fazla proje var...
Büyük yarış... Herkesin işi iyi olsun. Diliyorum ki hepsinin devamı olsun. Bizimki de kıyametler koparmasın, ama devam eden bir iş olsun. 
 
* Baba rollerinin aktörü olarak anılmak sizi rahatsız ediyormuş, bu doğru mu?
Hayır aslında. Benim yaşımda bir insan ne oynayacak? Ya amca ya da dayı oynar, ama dayılar başrol olmuyor. Ben bir başrol oyuncusuyum. Baba rolü geliyor, yaşımız da buna müsait. Ben hepsine farklı renkler katmaya çalışıyorum. Benim oynadığım diziler reyting olarak başarı kazanıyor. İstenir biriyim. 
 
* Yapımcılar için reytingi olan bir isimsiniz yani. 
Valla gerçek bu olduğu için, söyleyebilirim. Ama bir gün ayağınız sürter de reyting alamazsanız, sizi kenara atarlar. Ama kenara atmaları beni çok ilgilendirmez, ben oyunculuğa devam ederim. Televizyon starlığı, beni çok etkileyen bir durum değil zaten.  Ben sıradan yaşayan bir sokak çocuğuyum. 
 
* Bu hikayedeki karakterin farkı ne? Eşref Bey nasıl biri?
 
Sert bir baba değil. Her şeyi olgunlukla karşılıyor. Daha evvel oynadığım babalar da çok değişikti. Ali Rıza Bey, kentte çocuklarını korumaya çalışan bir babaydı.  ‘Büyük Yalan’da çok sert, erkek egemen toplumun her türlü izini taşıyan bir babayı oynadım. ‘Baba Evi’, ‘Pembe Patikler’deki babalar da çok başkaydı. 
 
* Siz evlenmeyi, baba olmayı tercih etmediniz... 
Çok geniş bir ailem var. Zaman zaman özlemi oldu... Bilemeyiz, yarın da evlenebilirim ama çocuğumun olacağını zannetmiyorum. Yeğenlerim var...  Ailemin sorunları yetiyor bana zaten.
 
“Sessizce yaşamak istiyorum”
* Magazin basınıyla aranız nasıl?
Basınla bir aktörün ilişkisinden doğal ne olabilir... Bizler dizilerimizden dolayı her gün reyting hesapları yapıyoruz. Bu yüzden magazin basınına “Of, pof” demeye hakkımız yok. Ama paparazzi kültürü beni çok rahatsız etti. Televizyon şöhreti çok başka bir şey... Bu ülkede ben ve benim konumumdaki insanların özgürce bir yerde oturmaya hakkı yok. Özellikle ‘Yaprak Dökümü’ macerası içinde bana çok acı çektirdi paparazzi kültürü, hak etmediğim bir şekilde. Ehliyetim benden meşhur oldu. Gece hayatı olan, her gece sokaklarda dolaşan biri olarak yansıtıldım. Bu yüzden gece kulüplerinin açılışlarına beni de davet etmeye başladılar.   
 
* “Ehliyetim benden meşhur oldu” dediniz.
Evet. Trafikte yakalanmamı kurguyla yaptılar, resmen bana pusu kurdular. Bunlar belgelerle sabit. Sanki ben her dakika içki içiyorum... Evimde içki yoktur benim.  Bana içkici, sarhoş adam muamelesi yaptılar. Bana hakaret ettiler. İşkence çektirdiler. Gece yarısı evime giderken şiddet kullandılar resmen. Bir de polise, “Tehlikeli bir şahıs şu araba gidiyor” demişler. Bu beni çok kırdı. Hiçbir haber bile istemiyorum artık. Bana saygıları, sevgileri yok demek ki. Böyle olunca da ‘Lanet olsun şöhretime’ diyorum. Sessizce yaşamak istiyorum.
 
“TÜRKAN ŞORAY’LA  AŞK FiLMiNDE  OYNAMAK iSTERiM”  
* İznik’e mi dönmek istiyorsunuz?
Evet, kasabama çekilmek istiyorum.  Bir de yer çekimini hissediyorum artık. Buna karşı içimdeki çocukla didişiyorum. Orada topraklarımız var, doğaya dönmek istiyorum. Ara sıra oynayabilirim filmlerde... Dizi yapmak çok zor bir iş.  Sabahı, akşamı belli değil, sonu belli değil.
 
* ‘Gün Akşam Oluyor’ son dizi projeniz mi?
Son demeyelim...
 
* Peki, oynamak istediğiniz bir rol kaldı mı?
Ben 70’leri aşan film, 100’lerce bölüm oynamış dizilerde rol aldım. Hepsini keyifle yaptım, çünkü sette bulunmayı seviyorum. Oynamak istediğim roller var... Ressam Fikret Mualla’yı oynamak istiyorum, hikayesi beni çok ilgilendiriyor. Bir de Şeyh Bedrettin’i oynamak istiyorum. Benden başka kimse oynamasın. Benim için çok özel bir bilge ve aynı zamanda inanç adamı. 
 
* Kendi projeleriniz...
Senaryolarım var tabii... Bir tanesinde, kırsal kesimdeki kadınların hikayesini anlatıyorum. 
 
* Birlikte oynamak isteğiniz bir isim var mı?
Türkan Şoray kaldı. Ama Türkan Hanım’la bir aşk filminde oynamak isterim. Çünkü o aşık olunacak bir kadın.
 
“Sağlığım için 20-30 kilo vermem lazım”
Halil Ergün, “Kilo problemimin sebeplerinden birincisi, sigarayı bırakmam. İkincisi de diz kapaklarımdaki kıkırdak oynaması. Sporu da bırakınca kilo aldım. Bundan sonra manken gibi olmam söz konusu değil ama sağlığım için 20-30 kilo vermem lazım” dedi.
 

Aşağıdaki bağlantıdan Diziler instagram hesabını takibe alarak güncel dizi haberlerini instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

@diziler

üyeler ne diyor?

resim yok
:-) :) :o) :c) :^) :-D :-( :-9 ;-) :-P :-p :-Þ :-b :-O :-/ :-X :-# :'( B-) 8-) :-\ ;*( :-* :] :> =] =) 8) :} :D 8D XD xD =D :( :< :[ :{ =( ;) ;] ;D :P :p =P =p :b :O 8O :/ =/ :S :# :X B) O:)
Kapat

bizi takip edin