resim yok
10 Ocak 2012 - 00:00

Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinde heyecan dorukta... Büyük aşkı Soner’in kendisini nikah masasında yüz üstü bırakması ile bunalıma giren Aylin, yeni bölümde eline silah alıp onunla yüzleşmeye gidiyor.

 
Bu akşam dizide o silah patlayacak. Peki kim vurulacak? Soner’i canlandıran Mete Horozoğlu “Ben öldüm herhalde” diyor. Dizinin Aylin’i Farah Zeynep Abdullah, akılları karıştırmak için atılıyor: “Ben de ölmüş olabilirim, merakla bekliyoruz.”
 
Fotoğraflarınız çekilirken çok uyumluydunuz, sette de bu kadar uyumlu musunuz?
Mete Horozoğlu: Tüm ekip uyumlu.
 
Mete Bey nasıl bir rol arkadaşı?
Farah Zeynep Abdullah: Ben Türkiye’ye ilk geldiğimde kimseyi tanımıyordum. Dizide Mete Horozoğlu’yla rol alacağım söylenince, biraz araştırayım dedim. “Nefes” filmini izledim. Sonra dedim ki; “Benim kamera karşısında hiçbir deneyimim yok, bu filmde gördüğüm oyuncuyla nasıl oynayacağım?” Sette de çok gergindim. Bana en büyük desteği verenlerden biri oldu Mete. Sette bazen kalabalık ve gürültü yüzünden konsantrasyonunuzu sağlamak zor oluyor, gerildiğim anlarda Mete beni sakinleştiriyor.
 
Peki ya Farah Hanım?
Mete Horozoğlu: Farah, hiç bana kamera görmemiş bir oyuncu hissiyatı vermiyor. İyi bir rol arkadaşı, çok yetenekli. Dizi ekibindeki herkes öyle. Yönetmenimiz Zeynep Günay Tan, hamuru çok iyi olan oyuncuları seçmiş. Bu kadar yeteneği bir araya toplamak da bir yetenek. 
 
Farah Hanım, gerçekten merak ediyorum; Aylin, Soner’e nasıl o kadar aşk dolu bakabiliyor? O an neler düşünüyorsunuz, rol yaparken aklınızdan neler geçiyor?
Farah Zeynep Abdullah: Bilmiyorum. Bir şey düşünmüyorum. Zaten o anlarda düşündüğüm bir şeyin olmaması gerekiyor. Sadece Aylin’in orada nasıl düşündüğünü tahmin etmek gerekiyor.
 
DÜĞÜN SAHNESİNDEN SONRA ‘BUNU NASIL YAPABİLDİN’ DEDİM
 
Hiç “Bu sahneyi çekemeyeceğim” dediğiniz oldu mu?
Mete Horozoğlu: Oluyor tabii, olmaz mı! “Kötü oynadım, olmadı” diyoruz zaman zaman. Oyunculuktaki başarı, ortak çalışmayla alakalı. Oyuncu kadar ekip arkadaşı ve yönetimi de önemli. Orada bir durum var, onu oynaman lazım. Bu aşk olabiliyor, öfke olabiliyor, nefret olabiliyor. O durumu çok net tarif etmen lazım. Bazen “Daha iyisi yapılabilir” dediğimiz anlar oluyor.
 
Farah Zeynep Abdullah: Her an! Ben kendimi germemeye çalışıyorum. Biliyorum ki daha iyisi yapılabilir ama bu düşünceyle de insan delirebilir. İzlediğimde beğenmediğim yerler çok oluyor. “Bir sonraki sahnede böyle yapmayayım” diyorum.
 
Aylin ve Soner karakterleri, son dönemde büyük değişimler geçirdi. Bu değişimler sizleri kişisel olarak etkiledi mi?
Farah Zeynep Abdullah: Ben, kişisel hayatımı etkilemesine izin vermemeye çalışıyorum. Çok acemi olduğumu düşünüyorum. Tam olarak bilemiyorum, etkiliyor olabilir. Mesela düğün sahnesini çektik, eve geldim, o anda yemin ederim “Soner bunu nasıl yapabildin?”i düşünüyordum. İnsanın biraz sinirleri bozuluyor tabii ki ama onu atlatmak gerekiyor. 
 
Mete Horozoğlu: Etkiliyor mu, bilmiyorum. Ben de ikisini birbirinden ayırmaya çalışıyorum. İzlemeye çalıştığım oyunculuk metodu, sahnedeki insanla hayattakini ayırabilmekten geçiyor. O yüzden çok fazla etkiliyor diyemem ama üzerinde taşıyorsun tabii o etkiyi. Mesela Soner’in kardeşinin intihar ettiği sahne, benim yoğun olarak hissettiğim sahnelerden biriydi. O sahne için üç-dört gün öncesinden çalışırken de o durumun stresine girdim. Rolündeki insanların durumunu gerçek hayatta da taşırsan kazaya uğrarsın, günlük ilişkilerini de etkilersin. 
 
EVLİLİK TEKLİFİ SAHNESİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ
 
Aylin’in sizi en çok etkileyen yönü ne oldu?
Farah Zeynep Abdullah: Aylin, değişik ruh durumlarını çok çabuk yaşayabiliyor, bu yönünü kendime benzetiyorum, hoşuma da gidiyor. Liseliydi, evlendi, mutlu bir kadın olmaya çalıştı, şimdi de bedbaht durumda geziyor.
 
Peki bugüne kadar sizi en çok etkileyen sahne hangisiydi?
Farah Zeynep Abdullah: İki-üç sahne var. Biri, Soner’in Aylin’e Murat’ı söylediği sahne, gerçekten çok güzel yazılmıştı. Biri de Aylin’in evlilik teklifini kabul ettiği sahne. Düğünden sonraki birkaç sahneden de çok etkilendim. Aylin’in en çok hoşuma giden yanı, çok konuşmaması. Dinliyor ya, o çok hoşuma gidiyor.
 
Canlandırdığınız karakterler, sizlere bir şeyler katıyor mu?
Mete Horozoğlu: Oynadığım karakterler Mete’ye bir şeyler öğretiyor mu? Zannetmiyorum... Durumları yaşatıyor, tahayyül alanın genişliyor tabii. Hayata bakış açımda değişiklik yaratan bir karakter oynamadım açıkçası. 
 
İZLENİLİRLİK DRAMDAN GEÇER
 
Sokaktan gelen tepkiler nasıl?
Mete Horozoğlu: Çok iyi. Dizi çok izleniyor. Ben ilk defa bu kadar çok izlenen bir işin içerisindeyim.
 
Biraz fazla mı dram var sanki, ne dersiniz?
Mete Horozoğlu: Hayatın içinde çok daha fazla dram var. Biz belki daha sık aralıklarla gösteriyor olabiliriz ama izlenilirlik zaten dramdan geçer. Normal akışında olan bir iş izlenmez.
 
Yeni bölümün fragmanı çok heyecanlı. Aylin, elinde silahla Soner’in yanına gidiyor. Biraz tüyo verebilir misiniz, neler olacak o sahnede?
Mete Horozoğlu: Ben öldüm herhalde...
Farah Zeynep Abdullah: Ben de ölmüş olabilirim, merakla bekliyoruz. (Gülüyorlar)
 
İNGİLTERE’DE GRUBUM YOK
 
İngiltere’deki okulunuzu dondurmuştunuz, ne zaman devam edeceksiniz?
Farah Zeynep Abdullah: Dondurmuştum ama oradaki okulum çok hoşgörülü. “Youtube’dan dizinin fragmanlarını izliyoruz” diyorlar. Bu dizi büyük şans benim için. Orada tiyatro da okuyorum ama hiçbir zaman okumak için oyunculuğu seçmedim. Teori anlamında tiyatro eğitimini çok seviyorum ve oyunculuğa mutlaka katkısı olduğunu düşünüyorum ama bu sette zaten büyük bir eğitim alıyorum. Burası gidebileceğim en iyi okul. 
 
İngiltere’de bir müzik grubunuz varmış, duruyor mu o grup?
Farah Zeynep Abdullah: Öyle bir şey söyleniyor ama benim İngiltere’de bir grubum yok. Bir arkadaşım var, kendi bestelerimi onun bilgisayarında kaydediyoruz sadece. Bunu nasıl yazacaklarını bilemedikleri için grubu var demişler sanırım. 
 
Diziden sonra İngiltere’ye dönmeyi düşünüyor musunuz?
Farah Zeynep Abdullah: İngiltere’ye döneceğim, okulumu bitireceğim. Okulumu çok seviyorum ve özlüyorum da. Müzikle ilgili de bir şey yapmayı planlıyorum. Aslında plan yapılmıyor. Ben nereden bilebilirdim okulumu bırakıp da burada diziye başlayacağımı...
 
MÜZİK EĞİTİMİ ALMAK İSTEMİYORUM
 
Ne hissetmiştiniz size diziden teklifi geldiğinde?
Farah Zeynep Abdullah: “Allah Allah!” demiştim. Çok enteresan gerçekten, hiç böyle bir şey düşünmemiştim. Bilmediği için ne oluyor diye merak ediyor insan. Tabii teklif beni çok heyecanlandırdı, çok mantıklı geldi. Aylin’i anlattıklarında da “Bu kaçırılmayacak bir şey” dedim. Çok heyecanlandım. 
 
Müzikle ilgili bir şey yapmak istediğinizi söylediniz, albüm mü yapacaksınız?
Farah Zeynep Abdullah: Müzik eğitimi almak istemiyorum. Zaten beste yapmak eğitimle oluyor mu, onu da bilmiyorum. Bazı şeyleri kendin için yaparsın ya, bu da öyle bir şey. Albüme gider mi, bilemem. Gitse çok güzel olur tabii. Gitmese de kendim için kaydedip saklayacağım.
 
Tarzı ne yaptığınız müziğin?
Farah Zeynep Abdullah: Genellikle hareketli seviyorum ama gerçekten yok bir tarzı.
 
BİRİNCİ OLMUŞUZ İYİ Mİ
 
Dizi her hafta izlenme rekorları kırıyor. Birincilik haberlerini takip ediyor musunuz?
Mete Horozoğlu: Tabii ama piyasanın genelini takip ederim ben. Dizinin ilk haftadan beri beğenilmesi de gurur verici. 
Farah Zeynep Abdullah: İlk bölüm yayınlandığında birinci olmuşsuz, ben bilmiyordum. Zeynep Abla “Farah, birinci olmuşuz” dedi, yanıtım “İyi mi?” oldu. Hâlâ da çok takip etmiyorum.
 
BABAMIN DAYISI BANA AYLİN DİYE HİTAP ETTİ
 
Farah Zeynep Abdullah: Çok uzun zamandır görmediğim babamın dayısına gittik bir gün. O ve eşi üç saat boyunca bana “Aylin’cim” diye hitap etti. Biz sana öyle alıştık dediler.
 

Aşağıdaki bağlantıdan Diziler instagram hesabını takibe alarak güncel dizi haberlerini instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

@diziler

üyeler ne diyor?

resim yok
:-) :) :o) :c) :^) :-D :-( :-9 ;-) :-P :-p :-Þ :-b :-O :-/ :-X :-# :'( B-) 8-) :-\ ;*( :-* :] :> =] =) 8) :} :D 8D XD xD =D :( :< :[ :{ =( ;) ;] ;D :P :p =P =p :b :O 8O :/ =/ :S :# :X B) O:)
Kapat

bizi takip edin