'Oliver Twist' Türk televizyonlarına uyarlanıyor!

Ünlü İngiliz yazar Charles Dickens'ın 'Oliver Twist'i Türk dizisi haline getiriliyor.

Dünya klasiklerinden 'Oliver Twist', Türk dizisi haline getiriliyor. Ünlü İngiliz yazar Charles Dickens'ın 1839’da yazdığı 'Oliver Twist'in uyarlama haklarını satın alan yapımcı Hayri Arslan, dizinin senaryosunu Oya Yüce'ye yazdırıyor.

Büyüdüğü yetimhanede sorun çıkardığı için kovulan bir çocuğun büyük şehirde yaşadıklarını konu alan Oliver Twist’in dizi versiyonunda hangi oyuncuların rol alacağı, senaryonun bitiminden sonra belli olacak.

Arslan, aynı zamanda Türk sinemasının klasikleri arasında yer alan Ömer Lütfi Akad’ın Gelin, Diyet ve Düğün'ünü de dizi haline getiriyor. Hayri Arslan, televizyon dizisi sektörü ve kendi projeleri hakkında şunları söyledi:

Klasik eserlerden ne ölçüde başarılı dizi olur?

''Son derece başarılı diziler olacağını düşünüyorum. Yeter ki senaryo iyi yazılsın ekip iyi kurulsun. Şu günlerde İlker Aksum ile Dilara Gönder'in başrollerini paylaştığı 'Ne Diyorsuun?' adlı bir komedi dizisinin çekimlerine devam ediyoruz. Ocak ayıyla başlayacak dönemde yayına girmek üzere hazırlıklarını yürüttüğümüz bazı projeler var. Bunlardan biri, Ömer Lütfi Akad’ın unutulmaz film üçlemesinden yola çıkarak oluşturduğumuz Gelin, Diyet ve Düğün. Proje tasarımını Macit Koper yaptı, senaryosunu Feride Çiçekoğlu yazıyor.

Bir diğer projemiz, Sultan Abdülhamid dönemiyle İttihat ve Terakki ekseninde ilerleyen büyük bir aşk ve serüven dizisi, 'Fedai'. Bir başka projemiz de Canan Tan'ın aynı isimli romanından uyarladığımız 'Piraye'.

Ayrıca, Charles Dickens'ın Oliver Twist adlı eserinin uyarlamasını hazırlıyoruz. Çok dokunaklı bir hikâye olacağı iddiasıyla seyirciyi yüreğinden yakalayacağına inandığımız bu projeyi de Oya Yüce hazırlıyor.''

ŞANSA GÜVENMEMEK GEREKİR

Bir yapımın iyi olması için öncelikle hangi özelliklerin bir araya gelmesi gerekiyor? Şans faktörü bir dizinin tutmasında ne ölçüde geçerlidir?

Öncelikle elbette proje seçimi. Doğru projeye karar vermekle başlar birçok şey. Sonra o projenin etkili bir senaryoyla masaya konulması. Ardından yönetmen ve oyuncular ve bütün bunları bir arada tutması gereken yapım performansı. Hepsi önemli. Hiçbirini ihmal edemezsiniz. Unutmayın, bir zincirin çekme gücü en zayıf halkası kadardır. Şansa gelince... Belki bir dizinin tutmasında şans faktörünün de büyük etkisi vardır ama şansa güvenmemek en doğrusu.

Bu kadar çok dizinin olduğu bir sektörde oyuncu, yönetmen ve senarist talebi karşılanabiliyor mu?

Sektör, oyuncu, yönetmen ve senarist talebini karşılamakta oldukça zorlanıyor. Tek tek diziler açısından baktığınızda, bu ihtiyaçlarını karşılayan dizilerle, karşılayamayan diziler arasındaki farkı da açıkça görüyoruz zaten. Bu yüzden dünyada yayıncılık başka noktalara doğru gidiyor, sosyal medya verilerini, toplumun dinamiklerini ve bu topraklara ait hikâyeleri anlatarak yayıncılığın geleceğini belirleyecek olan projeler üretmek istiyoruz. Kendi adımıza proje tasarlarken, farklı ve yenilikçi olma iddiasında olduğumuzu söyleyebilirim.[reklam]

Oyuncuların dizilerin tutmasındaki rolünün ne ölçüde olduğunu söylersiniz?

Oyuncular ve onların oyunculukları anlatmaya çalıştığınız hikâyeyi inanılır kılma yönüyle son derece önemlidir. Ama az önce de belirttiğim gibi onlar bütünün bir parçasıdır. Evet oldukça önemli bir parçasıdır ama tek başlarına bütünün tamamı değildirler. Kamera önüyle arkasıyla yaklaşık 100 kişinin emek verdiği bir yapımda hiçbir grubun tek başına ‘hükümranlığı’ o diziyi kurtarmaya yetmez.

Sizce Türkiye'de televizyon dizilerine gösterilen ilgiyi bir furya olarak mı değerlendirmeliyiz yoksa bu ilgi daha uzun yıllar sürer mi?

Furyalar gelir ve geçer. Oysa dizilere yönelik rağbet uzun yıllar boyunca hiç azalmadı, azalacağa da benzemiyor. Sadece bizde değil, dünya televizyonculuğunda da durum böyle. Özetle, biz dizilerle bir hayli ömür geçireceğe benziyoruz. İnsanlar ilgi gösterdikçe diziler devam edecektir. İzleyiciyi dizilerden bıktırmamak için başta biz yapımcılar, ‘oldu bitti’ mantığıyla dizi çekmememiz gerekir. Bu düşünceyle çekilen diziler izleyiciler tarafından kolayca fark ediliyor. Bu nedenle her diziyi büyük bir özenle, büyük bir dikkatle çekmeliyiz.

YURTDIŞI İLGİSİ ABARTILIYOR

Türk dizileri şu an hem yurtiçi hem yurtdışında çok büyük ilgi görüyor. Bunu neye bağlıyorsunuz? Türk dizilerini bu kadar değerli kılan etkenler sizce nelerdir?

Bu konunun biraz abartıldığı kanısındayım. Büyük rağbet gördüğümüz ülkelerin çoğu, televizyonculuk alanında bizden daha geride olan Ortadoğu, Balkan ülkeleriyle Rusya cumhuriyetleri. Batı'nın gelişmiş ülkelerine de aynı ölçüde açıldığımız anda dizilerimizi değerli kılan etkenleri masaya yatırabiliriz.