Özge Özpirinçci sessizliğini bozdu!

'Hayat da değişiyor zevklerim de...''

'Aramızda Kalsın'da kendi tabiriyle 'kokoş' bir karakteri, 'Görkem'i canlandıran Özge Özpirinçci; hayatına, mesleğine ve stiline dair detayları InStyle dergisine anlattı.

Tarzınız hep bu çizgide miydi? Çocukluğumda hep kendim giyinirmişim.

Fotoğraflarıma bakıyorum da hep bir 'tomboy' tarzım var. Etek giymek bende lisede başladı. Şu anda 28 yaşındayım ve tam bir geçiş dönemindeymişim gibi hissediyorum. Bazı kıyafetlerim çok genç kız gibi kalıyor ama bazıları da aşırı kadınsı. Orta segment bir stil oluşturmaya çalışıyorum kendi çapımda. Giyindikten sonra evden çıkarken hep son bir kez aynaya bakarım ve mutlaka bir şeyi değiştiririm.

Niye böyle?

Kararsız bir insanım. Verdiğim karardan pişman olmak gibi bir kaygım yok aslında. Ama çabuk karar değiştiririm. Biraz maymun iştahlılık varmış bende küçükken de. At da bineyim, tenis de oynayayım derken bu benim giyim tarzıma da yansıdı. Müzik zevkim de öyle... iPod'umu bir karıştırsanız dersiniz ki, ''Bu kız ne ilaç kullanıyor?''

Nasıl bir yelpaze?

Tamamen mood'umla alakalı. Bir sabah kalkıp sadece klasik müzik dinleyebilirim, öbür sabah The Doors’u açarım. Ya da Norah Jones'tan sonra İbrahim Tatlıses dinlerim. Vazgeçemediğim bir şey yok. Hayatımda da genel olarak bu böyle. Takılı kaldığım, bağımlı olduğum şey yoktur. Hayat değişiyor, ben değişiyorum, zevklerim de değişiyor.

Bu durum yoruyor mu sizi?

Hiç yormuyor. Garip bir şekilde kaos beni sakinleştiriyor. Mesela ben kendimi sakin, huzurlu hissetmek istediğimde asla gidip sahilde yürüyüp uzaklara bakıp düşünmem. İstiklal’de yürürüm, ara sokaklara girerim, kalabalık yerlerde olurum. O ruhu seviyorum. Oyunculuğa başlamadan önce oturup insanları uzun uzun izlerdim. Bu şu an mesleğimde bana çok yardımcı oluyor. Hala vapura, dolmuşa binerim, bütün toplu taşıma araçlarını kullanırım. Çünkü çok güzel bir gözlem olanağı sağlıyor insana.

İstanbul'un tarihi dokusu içerisinde sizi en çok etkileyen yer neresi?

Galata Kulesi. Hayatımda iki kere çıktım, ikisinde de tek başımaydım. O kadar güzel bir yolculuktu ki... Beni üzen tek şey, o iç yapının güzel bir şekilde işletilemiyor olması. Bu cümle çok klişe ama Türkiye’de, İstanbul'da o kadar güzel yerler var ki, yabancıların elinde olsa ne hale getirirler.

Sosyal medyadaki paylaşımlarla ilişkiniz ne durumda?

Instagram'ı çok daha fazla kullanmak isterdim ama korkmak değil de, çekiniyorum. Yanlış anlaşılmaya çok açık bir ortam.[reklam]

Bu dirençliliğin temeli nereye dayanıyor? Aileye mi?

Kesinlikle. Ailemin beni özgüvenli, özgür, mutlu bir evlat olarak yetiştirmesine dayanıyor. Allah herkese nasip etsin, ben çok mutlu bir ailede büyüdüm. Annem babam, abim, teyzeler, halalar, kuzenler...

Ve siz aile içinde hep aynı Özge olmaya devam ediyorsunuz sanırım.

Tabii canım. Anneannemlerde maaile otururken, ''Özge hadi git bakkala kola al'' diyorlar. Mütevazı yapımı - mütevazı olduğumla ilgili de hiç mütevazılık yapamayacağım- kaybedersem insanlığımın bir bölümünü kaybetmiş olurum.

'Aramızda Kalsın' nasıl gidiyor?

Çok eğlenceli. İlk kez bir komedi işinde oynuyorum. Zaten çok büyük isimler var, bir de oturmuş bir set. Giderken biraz zorlandım ve ürktüm ama baktım aile gibi olmuş hepsi. Onlarla oynadığım için çok mutluyum.

''TABİİ Kİ ÜZÜLDÜM AMA...''

Son zamanlarda üzgün olduğunuza dair birçok haber çıktı. Size birtakım roller biçilmeye çalışıldığı vakit rahatsız oluyor musunuz?

Uzun bir ilişkinin arkasından bu haberlerin çıkması çok normal ama sonuçta o da şu an çok mutlu, ben de çok mutluyum. Bu konuyla ilgili benim üzgün olduğum düşünülüyor, ben buna üzülüyorum. Şu an yapmam gereken en doğru şeyin sessiz kalmak olduğunu düşünüyorum çünkü söylediğim her şey dönüp dolaşıp bana zarar verecek. Bunlardan dolayı ailemin üzülmesini istemiyorum. Dedemin kalkıp bana, ''Kızım niye seninle ilgili böyle haberler yapıyorlar?'' diye gözlerinin dolması beni rahatsız ediyor. Ağzımdan gık çıksa, ''Onunla ilgili'' deniyor. Sonuçta uzun bir ilişki bitti. Tabii ki üzüldüm. Niye üzülmeyeyim? Ama bu ''Allah'ım ben ne yapacağım, bittim'' demek değil. Verilmiş bir karar var ve karşı tarafta da yeni başlamış ve ciddiyete dökülmüş bir ilişki söz konusu. Benim aşka her zaman saygım sonsuz.

'All you need is love' yani?

Kesinlikle. Dünyayı aşk kurtaracak bence, sevgi kurtaracak. Ben öncelikle kendimi seviyorum, yaşamayı, insanları seviyorum. Fazla hümanist bir insanım hatta. Sevgi sahibi olmayan insanlar tarafından eleştirilmek beni zedelemiyor açıkçası, sadece benim sevdiklerimi zedeliyor.