Özlem Yılmaz'ın hiç bilmediğiniz yönleri!

Özlem Yılmaz, ''Günümüzde aşk; heves, tutku, mantıklı olamama gibi birçok anlam barındırıyor içinde. Evliliğe giden yolda ölüyor zaten aşk'' diyor.

Rol aldığı dizilerde çoğunlukla sert yapılı, eşi tarafından aldatılmış kadını canlandırmış bir oyuncu Özlem Yılmaz...

Oysa bu röportajda gördüğümüz Yılmaz, bambaşka biri. Oyuncu, HELLO! dergisine kendisini, evlilik hayatını ve aşkı anlattı.

Oyunculuk hayatınıza nasıl sızdı?

Babam sayesinde neredeyse her hafta bir oyun izlemeye giderdik ve her bitişte ayakta alkışladığımız oyunculara özenip ''Bir gün ben de sahnede olacağım ve herkes beni alkışlayacak'' derdim içimden. Öyle derken başladı mesleki serüven.

Bastırdığınız duygularınız rol yaparken ortaya çıkıyor mu?

Duygularımı bastırmak mı? Keşke bunu en azından gerektiği yerlerde yapabilsem. Ne ağlamaktan çekindim, ne gülmekten, ne sinirimi kusmaktan, ne surat asmaktan.

AİLEMİN DELİSİYİM

Oyunculuğunuzu eşinizle ilişkinizde nasıl dengeliyorsunuz?

Eşim beni televizyonda, gazetede ya da dergide görmediği sürece 'Özlem Yılmaz' kimliğimi hatırlamaz bile. Ahmet'in eşiyim, ailemin delisiyim, dün neysem bugün de oyum. Hâlâ ben olduğum için denge kurmaya ihtiyaç duymuyorum bile.

Aşkı nasıl tanımlıyorsunuz?

Günümüzde aşk; heves, tutku, ilişkinin başlarındaki heyecan, mantıklı olamama gibi birçok anlam barındırıyor içinde. Evlilik öncesi, evliliğe giden yolda ölüyor zaten aşk.

Aşk bittiğinde, artık mantıklı düşünebiliyorsan, bir heves, bir tutku durumunu aşabildiyse yüreğin; ama sevmeyi öğrenmiş, seviyorsan atıyorsun o imzayı. Evlilik sonrası da ilişkinin ilelebetliğini sağlayan şey; sevgi ve saygı, anlayıştır.[reklam]

Eşinizin karakteri nasıl?

Eşim; büyük küçük, bir günlük on yıllık nedir ayrıştırabilmiş ve ona göre davranan biriyken; ben, herkesi arkadaş bilirim kendime; o samimiyetle yaklaşırım, yanlış anlaşılırım, öyle öğrenirim nasıl davranmam gerektiğini.

Eşim, hayatın eğlenceden ibaret olmadığını savunurken ben, olumsuz bir durum yaşanmayan her dakikayı kendimi mutlu hissettirecek şeyler yaparak geçirmeyi severim. Ama hoşuma giden ve beni onun yanında tutan şey de sanırım bu ayrı, birbirinden farklı karakter ve yapılarımızın var oluşu.

DURDURAMAZSINIZ BENi!

Genelde sert kadın rollerini oynuyorsunuz...

Aslında sert kadın rolleri demek yanlış olur. Genelde canlandırdığım karakterlerde seven, sevdiği tarafından bir şekilde yalana boğulmuş, bu yüzden yıkılan, yine de hayata tutunmak zorunda kalan kadınlar vardı. Ben zor sinirlenirim aslında ama damarıma basıldığı zaman da bir o kadar zor olur beni durdurmak (gülüyor). Huzurlu olduğum yerde neşeli, insanı yoracak kadar gevezelik eden, komik ve saçma hareketler yapabilen, küçük çocuk olabiliyorum; gerisi yalan dolan...