Paramparça bu akşam başlıyor!

'Paramparça'nın yıldızları diziyi anlattı...

Bizleri nasıl bir hikaye bekliyor?

'Paramparça'nın mutsuz çifti Ebru Özkan ve Erkan Petekkaya: ''Şimdi her şey çok çabuk tükeniyor. İnsanlar aşklarını, sevgilerini tüketiyor. Bir bakıyorsun evlenmişler, bir bakıyorsun boşanmışlar...''

EVLiLiK ÇEKiRDEK GiBi OLDU

Ebru Özkan ve Erkan Petekkaya'nın başrollerini paylaştığı 'Paramparça' bu akşam saat 20.30'da Star TV'de başlıyor.

Dizide karı-kocayı canlandıran oyuncularla; projeleri, yeni reyting sistemi ve aşk üzerine konuştuk.

İlk kez karşılıklı oynuyorsunuz. Alıştınız mı birbirinize?

Ebru Özkan: Erkan, gayet anlaşılabilen, iyi çalışılabilen bir partner. Çok iyiyiz, nazar değmesin! Ekipte herkes işini severek yapıyor ve birbirine yardımcı oluyor. Bu da zincirleme başarıyı getiriyor.

Erkan Petekkaya: Ebru çok beğendiğim bir oyuncu. Nurgül de öyleydi; onunla oynamayı çok istemiştim. Şanslı adamım (gülüyor). İyi bir ekip olduk gerçekten; herkes terbiyeli, kapris yapan yok. Genç oyuncular da çok başarılı. Bu diziden üç star çıkar, göreceksiniz...

Dizide evliliklerinde mutsuz olan bir çifti canlandırıyorsunuz...

E.Ö.: Aslında her çift gibi diyebiliriz. İki çocuğa sahip, maddi durumları oldukça iyi, eğitimli insanlar...

E.P.: Benim oynadığım 'Cihan', dibi de görmüş, sonra tekrar çıkmış. Cemiyet hayatını, o toplantıları seven biri değil. O yüzden 'Dilara' ile aralarında dünya görüşü, yaşam tarzı farkları var. Aslında mutsuz olmalarının sebebi de o... Başka dünyaların insanları. Yıllarca bir şekilde birbirlerini idare etmişler ve çocukları olmuş.

Ebru Hanım 'Dilara' nasıl biri, biraz anlatır mısınız?

E.Ö.: Dilara, varlıklı bir aileden geliyor. Kendine güvenen, özgüveni çok yüksek biri. Çevresindekileri ve ailesini kontrol etmeyi çok seviyor. 'Dilara', herhangi bir konuda kontrolünü kaybettiğini düşündüğü zaman sertleşen bir kadın.[reklam]

MUTSUZSAN BAĞLARIN KOPAR

'Cihan', Nurgül Yeşilçay'ın canlandırdığı 'Gülseren'e aşık olacak sanırım...

E.P.: Olabiliyor hayatta böyle şeyler. Zaten evliliğinde mutlu olsa, 'Gülseren'i görmezdi. Onu, kendine daha uygun, daha iyi anlayacak biri olarak görmüş.

E.Ö.: Bu herkes için geçerli, mutsuzsan bir şekilde bağların kopmuş demektir. Onların devam etmelerinin sebebi biraz da çocuklar. 'Dilara' kontrolcü bir kadın ve başkalarının da ailesi hakkında ne düşündüğünü çok önemsiyor ama bir yerden sonra yapacak bir şey kalmıyor tabii...

E.P.: Büyütülecek bir durum da yok, yüzlerce insan boşanıyor. Eskiden boşanmak ayıp bir şeydi. Şimdi her şey çok çabuk tükeniyor. İnsanlar sevgilerini, aşklarını tüketiyorlar. Bir bakıyorsun evlenmişler, bir bakıyorsun altı ay sonra boşanmışlar. Peynir ekmek, çekirdek gibi bir şey oldu evlilik. Oysa eskiden çok değerli, kıymetli bir şeydi.

Erkan Bey, siz 11 yıllık evlisiniz. Uzun ve mutlu evliliğin sırrı ne sizce?

E.P.: 78 sene evlilikleri devam eden de var. Bu bir kıstas değil. Demek ki, ben iyi olduğum için devam ediyor.

iYi BiR iŞ ÇIKARDIK

Yeni reyting sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

E.Ö.: Elimden geleni en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. İşin o kısmı beni çok fazla ilgilendirmiyor ama ne yazık ki, çok fazla proje bitiyor. İstikrar çok az ve şans verilmiyor.

E.P.: Resmen göle maya çalıyoruz... Projenin çok iyi olması lazım. Daniel Day-Lewis'i getir, proje kötü olsun, iki bölümde yayından kalkar. Senaryo gerçekten çok önemli.

'Paramparça' nasıl bir dizi oldu sizce?

E.P.: Çok basit bir hikaye, projeyi o yüzden kabul ettim. Bu basit hikayeyi iyi anlatmak önemli olan... Ben de iyi anlatabileceğimize inandım. İki aile var ve çocukları karışmış... Çok olabilecek bir şey, hele Türkiye'de kim bilir kaç bin tane çocuk karışmıştır... İnşallah bu diziyi izledikten sonra millet DNA testi yapmaya kalkmaz (gülüyor)... Şaka bir yana, iyi bir iş çıktığına inanıyorum. Bu da olmazsa, ne yapmak lazım bilmiyorum.