Serenay Sarıkaya küçüklüğü, yükselişi ve ilişkilerini anlattı!

22 yaşında, ancak 7 yıldır ünlü. 15 yaşında tek kelime İngilizce bilmeden Çek Cumhuriyeti'ne gitti, güzellik kraliçesi seçildi. Tesadüfen gittiği bir sette apar topar kamera önüne çıkartıldı.

resim yok
09 Eylül 2013 - 12:59
Röportaj

22 yaşında, ancak 7 yıldır ünlü. 15 yaşında tek kelime İngilizce bilmeden Çek Cumhuriyeti'ne gitti, güzellik kraliçesi seçildi. Tesadüfen gittiği bir sette apar topar kamera önüne çıkartıldı.

Bugün en çok aranan genç yıldızlardan biri Serenay Sarıkaya. Ancak hikayesinin 'masalsı' olmadığını söylüyor: ''Zor bir hayatın içinde mücadele ediyorum. Bu yüzden daha güçlü olmaya çalışıyorum.''

 

KÜÇÜKLÜĞÜ, YÜKSELİŞİ VE İLİŞKİLERİ

Genç yıldız, küçüklük travmasını, yükselişini, rol arkadaşlarıyla ilişkilerini anlattı.

Bir röportajınızda ''Geçmişi çok düşünüyorum'' demişsiniz. Geçmişle alıp veremediğiniz ne?

- Aslında o cümleyi anlamda söylememiştim. Demek istediğim, nereden geldiğimi, neler yaşadığımı çok iyi biliyorum. Nereden geldiğini unutanların da ne zorluklar yaşadıklarını görüyorum.

Şimdi de olabildiğimce bu işe başladığım ilk günü unutmadan yoluma devam etmeye çalışıyorum. Geçmişle hesabım yok, tam aksine hep geleceğe bakan bir zihniyete sahibim. Sonuçta bu hayatı yaşamayı hayal edemezdim. Her anımın kıymetini biliyorum ve şükrediyorum.

Çok maddi zorluklar çektiniz mi?

- Tabii. Çok çektiğim oldu hem de. Annemle yaşıyorum. İki kadın zor bir hayatın içerisinde mücadele ediyoruz. Bu yüzden daha güçlü olmaya çalışıyorum. Hatta kendimi kapatmam gerektiğim zamanlar bile oluyor.

Neden?

- Çünkü arkamı yaslayabileceği bir gücüm yok. Hayat benim için her bir şeyin bitişinde yeniden başlıyor. Anne ve babanız ne zaman ayrıldı? - 6 yaşımdayken. Ben annemle kaldım. Babam şimdi Ankara’da. Başka bir evlilik yaptı. Uzakta olduğu için elimden geldiğince görüşüyoruz.

 

ANNEM BENİM İÇİN KENDİ HAYATINI YOK SAYDI

Babasız büyümek hayatınızı nasıl etkiledi?

- Bir kız çocuğunu, hele ki gelişim aşamasında baba faktörü bu kadar önemliyken, babasız büyütmek büyük olay. Bu yüzden annemi çok takdir ediyorum. Bir yandan çalışıyordu ama bana hiç bir şeyin de eksikliğini hissettirmiyordu. Antalya’da oturuyorduk. Orası küçük bir şehir.

İstanbul’da yaşama fikri bizim için büyük ve ürkütücüydü. “Bu işi yapmak istiyorum” dediğimde “ne yapmak istiyorsan arkandayım” dedi. Bir hafta içinde İstanbul’a taşındık.

Kendi hayatını yok saydı. Hayatı tanımamda, eğriyi doğruyu ayırmam da, kendi ayaklarımın üzerinde durmam da bana çok büyük etkisi oldu. Bu sayede genç yaşımda ‘Benim’ diyebiliyorum. Ben de ileride onun gibi bir anne olmayı çok isterim.

Bu mücadelede 15 yaşında ilk kez bir sinema filminde rol aldınız. Şöhret olup tanınmak rüyanız mıydı?

- Liseye yeni başlamıştım. Aslında hayalim modellik yapmaktı. Bu yüzden her şeyden önce 15 yaşımda bir güzellik yarışmasına katıldım. Hem de yurt dışına...

Çek Cumhuriyeti’nde düzenlenen 18 yaş altı bir güzellik yarışmasına, tek kelime İngilizce bilmeden bir başıma gittim. Jüri özel ödülünü kazandım, taç taktım. Sonra Antalya yakınlarında ‘Plajda’ isimli bir filmin çekildiğini söylediler.

Bende tamamen keyfen filmin setine gittim. Sonra ‘Limon Ağacı’ işi için teklif geldi ve İstanbul’a taşındık. Oysa öncesinde ben latin dansları ve okuluyla ilgilenen bir genç kızdım.

Geriye dönüp baktığımda hayatın beni bunlara hazırladığını görüyorum. Ben sadece bana hazırlanan şeyi hiç reddetmedim ve karşı koymadım. Akıp gitmesine izin verdim o kadar.

 



Peki modellik hayali ne oldu?

- Oyunculuk yaparken bir yandan da güzellik yarışmasına katıldım. Podyumda olmak istedim. Yalnız sonra oyunculuk gerçekten bana daha çok keyif veriyor. Başarıyı yakalamak içinde tek bir yere odaklanmaya karar verdim.

 

HİÇBİR ŞEYİ OLMAYAN BİR ADAMA HAYIR DEMEM

MedCezir 'THE O.C' isimli efsane diziden uyarlandı. Sonunu bildiğiniz bir işte oynamak daha mı konforlu?

- Aslında daha zor. Tabii elinde veriler olması ve karakteri tanımak bir konfor. Ama ister istemez dizinin yabancı versiyonunu izleyenler bir karşılaştırma durumuna girebiliyor.

Aynı zamanda hem bize has bir şey yapıp hem orjinaline sadık kalmanız gerekiyor. Bir yandan yabancı versiyondaki kız gibi olurken bir yandan da o kız gibi olmamaya çalışıyorsun.

Hikaye bilindiği için her hafta merak uyandırmak daha zorlaşabiliyor. Neyse ki Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu ile çalışıyoruz. Onlar harika bir senaryo yazıyor.

Bu sezon kimi oyuncu yeni rolü için kilo verdi, kimi kas yaptı. Sizin nasıl hazırlandınız, dizinin orjinal versiyonunu izleyerek mi?

- Açıkçası diziyi yayında olduğu dönemde izlememiştim. Rolüm netleştikten sonra gerçekten bütün bölümleri izledim.Sekiz aydır çalışmıyorum. Üzerimde tatilin verdiği bir rahatlık vardı.

Bende biraz kendime çeki düzen verdim ama büyük büyük şeyler yapmadım. Zaten spor gidip düzenli besleniyor ve kendime bakıyorum.

Canlandırdığınız Mira karakterinin ekrandaki diğer kadın dizi karakterlerinden farkı ne?

- Çok hassas naif ve kırılgan. Yapay dediğimiz dünyada gerçeğin farkında ve bu dünya onu tatmin etmiyor. Dolayısıyla başka arayışları ve cevabını bulamadığı soruları var. Yaman karakterinin (Çağatay Ulusoy) hayatına girmesiyle eksik olan şeyleri farkına varıyor. Her şeyin maddiyat olmadığını farkediyor. Bununla mücadele etmeye başlıyor.

Karakteriniz zengin bir ailenin kızı. Yan daireye varoşlardan çıkan bir çocuğun taşınmasıyla o aşka kapılıyor. İlişkilerde hep bizden farklı olanı mı çekici buluruz?

- Bu aşkta insanların tamamen görsel olan şeylere değil de kalpten gelen şeylere inanıp devam etmesi var. Yani karşınızdaki hiç bir şeye sahip olmasa bile iki kalbin birbiriyle buluşabilmesi bana çok daha kıymetli ve etkileyici geliyor.

Aşkta statü ne kadar önemli?

- Benim için önemli değil. Ama keşke hiç kimse için olmasa.[reklam]

Yani hiç bir şeyi olmayan bir adama aşık olur musunuz?

- Karşıma çıkarsa asla “hayır” demem. Çünkü öyle bir aşkta beklentilerin ve egon sıfırlanır.

 

ŞÖHRETİ YÖNETİRKEN ZORLANDIM

22 yaşında şöhret, ev, araba ve bolca para… Hepsine kavuştunuz mu?

- Hayır. Hiç öyle hayallerimde olmadı.

Ne gibi hayalleriniz oldu?

- Maddi olarak kendimle ilgili değil ama ailemi rahat ettirmeyi istedim. Onun dışında işimle ilgili güzel yerlerde olmak istiyorum. Zaten başarıya ulaştıktan sonra hepsi geliyor.

16 yaşından itibaren tanınıp gazete manşetlerini süsleme durumuyla nasıl başa çıktınız?

- Çok zordu. Hatta bu sebepten magazinden ve işin bu kısmından uzak durmak istedim. Ne söylesem, ne yapsam bambaşka şekilde yazılıp lanse ediliyordu. Bu meslek hem popüler olmayı gerektiriyor.

Hem de popüler olurken düzgün olmanız gerekiyor. Hiç bir şekilde denklemi çözülemiyor. Zorlandım. Ama onuda artık kontrol edip yönetebilmeye çalışıyorum. Popüler olmanın avantaj ve dezavantajlarıyla barıştım. Sadece içimi temiz tutup yoluma devam ediyorum.

Magazin canınızı artık acıtmıyor mu?

- Acıtmaması için uğraşıyorum. Ama bunu engellemek mümkün değil.

Sizce hakkınızda bilinen en büyük yanlış ne oldu?

- Oynadığım karakterler sebebiyle soğuk ve burnu havada bir kız imajım oldu. İzleyenler ne görüyorsa ona inanıyor. Ama ben aslında sizin gördüğünüz gibiyim. Hiç bir zaman kimseye karşı duvarlarım olmadı. Soğuk ve snob olarak kimseye yaklaşamadım. Ama insanın kendini anlatması zor.

Dışarıdan kendinize bakınca nasıl bir kadın görüyorsunuz?

- Çok sevgi doluyum. Çabuk kırılırım ama o kırgınlığımı uzun götüremem. Birisiyle duygumu ve samimiyetimi paylaşmak için uzun süre beklemem. İletişimim iyidir.

Ama insanın kendini anlatması çok garip. Ama beni tanıyanlar öyle olmadığımı anlıyor. Onu değiştirmek beni rahatlatıyor.

 

''GÜZELLİĞE YASLANMIYORUM''

''Dizilerim oldu. Başrol oynuyorum. Ben artık oldum' havasında mısınız?

- Hayır. Başarı uzun bir yolculuk. “Yaptım, ettim, tamamdır” demek doğru değil. Bunu hiç bir zaman söylemem. Sektörde ayakta kalabilmekte sadece bir başarı değil aynı zamanda şanstır diye düşünüyorum.

Ayrıca yaptığım işi o kadar seviyor ve eğleniyorum ki hiçbir zaman benim için mesleğimle ilgili “ben artık oldum”lar ya da sonlar olmayacak.

 

''HALİL SEZAİ BANA AŞIKMIŞ, SAĞ OLSUN''

Kimine göre seksi, kimine göre masumsunuz… Peki aslında nasılsınız?

-Bu söylediğiniz çok iyi! Çünkü tek bir renk olmayı ben de istemem. İkisi de diyebilirim.

Halil Sezai bu hafta “Serenay’a aşığım galiba” diye bir açıklama yaptı. Yanıtınız nedir?

- Teşekkür ederim. Mutlu oldum. Çok samimi ve yürekten bir açıklama olduğunu düşünüyorum.

Şimdi aşık mısınız?

- Hayır...

Nasıl bir adam hayatınıza girer?

- Onu bir kalıba sokmak mümkün değil. Birden çıkıyor ve hayatınıza giriyor.

Çok aşk acısı çektiniz mi?

- Hiç tecrübe etmedim.

Nasıl yani hep toz pembe aşklar mı yaşadınız?

- Çok sevdiğim insanlar ve sancılı dönemlerim tabii oldu ama belki de aşk inandığım bir şey değil.

Neden?

- Bilmem, belki de hiç başıma gelmediğimden.

 

 

İŞTE SERENAY SARIKAYA'NIN GERÇEK AŞKI!

Aşağıdaki bağlantıdan Diziler instagram hesabını takibe alarak güncel dizi haberlerini instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

@diziler

üyeler ne diyor?

resim yok
:-) :) :o) :c) :^) :-D :-( :-9 ;-) :-P :-p :-Þ :-b :-O :-/ :-X :-# :'( B-) 8-) :-\ ;*( :-* :] :> =] =) 8) :} :D 8D XD xD =D :( :< :[ :{ =( ;) ;] ;D :P :p =P =p :b :O 8O :/ =/ :S :# :X B) O:)
Kapat

bizi takip edin