''Tam oyunculuğu bırakıyorum derken...''

''Tam oyunculuğu bırakacağım derken kendimi harika bir işin içinde buldum''

'20 Dakika'nın 'Kuzgun’u Müjde Uzman (29), hayatla ilgili büyük planlar, programlar yapmayanlardan.

Her şeyi oluruna bıraktığı için bugüne kadar şansın hep kendisinden yana olduğunu söylüyor. Genç oyuncu, ayaklarını yerden kesen bir aşkın da başrol oyuncusu...

Karşınızdaki kadın, sanki kalemle çizilmiş yüz hatları ve düzgün fiziğiyle aslında pek çok role bürünebilecek, farklı konseptlere ilham verebilecek biri ancak duru ve doğal haline en çok yakışan renkler, siyah ve beyaz.

Güzel oyuncunun hayatında aldığı kararlar da tıpkı bu iki renk kadar net. Doğanın kendisi, deniz kokusu, yaprak hışırtısı, güneşin yaprakların arasından kendini gösterip kaybolması, müzik ve kediler Uzman’ın hayatında başından bu yana varlığını gösteren, onu mutlu eden detaylar arasında hiç yok olmayanlar.

Müjde Uzman fotoğrafları için tıklayın

Plansız, programsız

Uzman, hayatla ilgili büyük planlar, programlar yapmayanlardan; bu oyunculuğu için de geçerli. Oyunculuk üzerine büyük hayaller kurmadığı, her şeyi akışına ve oluruna bıraktığı için bugüne kadar şansın hep ondan yana olduğunu ve içine sinen, güzel projelerde yer aldığını söylüyor.

'20 Dakika’da 'Kuzgun' karakterine hayat veren oyuncu, bu projeye dahil olma sürecinden ve karakterden heyecanla bahsediyor: "Ay Yapım birlikte çalışmak istediğim bir yapım şirketiydi. Burada gerçekten yetenekli insanların yer aldığını gözlemliyor, çok seçici olduklarını fark ediyordum.

Tam oyunculuğu bırakacağım derken kendimi harika bir işin içinde buldum. Dizimiz, fanatiği olduğum ‘Ezel’ dizisinin senaristleri tarafından yazılıyor, inanılmaz oyuncular var ve ben de rolümü çok sevdim. Her gün yeni bir şey öğreniyorum. 'Kuzgun' için de çok doğru bir seçim yaptılar bence. Kız biraz erkek gibi; ben de biraz öyle olduğumdan çok rahat oynuyorum. Bu karaktere hayat vermek çok hoşuma gidiyor."

"Hayatım değişti"

Sohbet koyulaştıkça söz dönüp dolaşıp aşka geliyor, daha önceki senelerde gerçekleştirdiğimiz bir röportajda aşka inancını yitirdiğini söyleyen güzel oyuncunun bu kez aşktan söz ederken heyecandan gözlerinin içi gülüyor, adeta yüzü aydınlanıyor; "Ben ve aşk bir arada olamıyoruz diyordum ama oluyormuş.

İnanamadım. Aşka inanmamayı geçtim kafamda, mantığını bile kurmuştum: Ne kadar canın acırsa o kadar uzak duruyorsun. Şimdiyse resmen aşığım, inanamıyorum. Demek ki bu kontrolümde olan bir şey değilmiş. Artık ben aşık olmam, olsa olsa mantık ilişkileri yaşarım fikrini aklıma yerleştirmiştim ama öyle değilmiş. Daha organik bir durummuş. O, benim deyimimle Romeo, kendisi girdi hayatıma (gülüyor). Bir tanışma hamlesi yaptı ve ben de ona gittim. Hayatım o gün değişti. Bir seneyi geçti ve gün geçtikçe de ona daha çok aşık oluyorum, alışıyorum, iyice bağlanıyorum."