Akşam gazesi genel yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya, bugünkü köşe yazısında Yalan Dünya dizisinin neden bu kadar çok sevildiğini irdeledi.
İşte Küçükkaya'nın yazısından önemli tespitlerin özeti:
-Bu kez Cihangir'i arka fonuna aldığı bir platoda yine 'küçük bir Türkiye hikayesi' anlatıyor. Hem muzip, hem hınzır. Karşı durulamaz cazibesi olan karakterler izliyoruz. Bizim hayatımızı anlatmıyor mu sizce de?
-Gerçekliğin yerini almış görüntülerden bahsetmiyor mu?
Gülse Birsel nasıl biri olmalı ki; bunları buluyor, yazıyor, canlandırıyor. Nasıl bir yaşam, zihin işleyişi, nasıl bir bakış, dünyayı ne türlü bir kavrayış…
-Yalan Dünya gerçekten yalan. Yalanlarla döşediğimiz yaşantıları, sevimli esprilerle ve müthiş ironilerle karikatürize ediyor.
-Yalan Dünya'da yapaylık ve sahtekarlığın röntgeni çekiliyor. Yeni zenginliğin, sonradan görmeliğin, herkesin 'ben varım, çok önemliyim, hem de güçlüyüm' diye çırpındığı gösteri toplumunun yapı sökümü yapılıyor.
-Elbette Orçun… En büyük fenomen o. Bartu Küçükçağlayan, 'Çoğunluk'un başrolünde ne kadar yetenekli olduğunu göstermişti. Altın Portakal ödüllü bir aktör.
İnsanın kendini tanıması, kendi dışındaki dünyayı tanımasıyla mümkün olabilir