Köprüye terörist saldırısı

Altın madenin işletme ruhsatını bir türlü alamayan Fransız firmasının avukatları ve uzmanlar, şehre ‘çıkartma’ yapar. Heyetin başında genç, şuh, tuttuğunu koparan bir avukat kadın vardır: Melisa… Görüşmelerin tıkandığını bir noktada Vali Faruk Yazıcı’nın karşısına çıkan kadın avukat, -biraz da dişiliğini kullanarak- temsilcisi olduğu yabancı grup adına üstü örtülü rüşvet teklifinde bulunur ve tabii ki validen hayatının dersini(!) alır. Demir fabrikasında ise alınan ihtiyati haciz kararına rağmen üretim sürmektedir. Alacaklı bankanın avukatları noter getirip tespit yaptırır, bu kez fabrikanın kendisi temelli mühürlenir. İşler ve köprünün yapımı bir kez daha durmuştur. Üstelik, Tekin artık suçlu durumdadır. Bir gece yarısı savcılık kararıyla apar topar evinden alınır; ertesi sabah, nöbetçi mahkemede hakimin karşısında bulur kendini. Bu arada Zeybek Yüzbaşı, Elmas’la birlikte, kendi deyişleriyle ‘sakin bir gece’ geçirmek üzere şehirdeki alışveriş merkezine gider, bir kafeye otururlar. Ancak gece, düşündükleri kadar sakin bitmez. Zeybek Yüzbaşı’yı kıstırdığı yerde öldürmek için harekete geçen örgüt üyeleri de alışveriş merkezindedir! Öte yandan Ali Maruf’un şehre adımını attığı ilk günden beri patlak veren olaylar, Valinin başkanlık ettiği bir güvenlik toplantısında masaya yatırılır. İsmi tam olarak konulmasa ve elde kesin kanıtlar bulunmasa bile Ali Maruf, bütün karanlık faaliyetlerin odak noktasındaki baş şüphelidir artık. Köprüyü ortadan kaldırmaya azmeden ve bu konuda Ali Maruf’u da ikna eden Beyto, ölümcül hamlesini yapar. Köprüye kumanya götüren askeri cip, düzenlenen şaşırtma bir saldırıyla havaya uçurulur. Köprüyü koruyan birlik, başında Mert Üsteğmen olduğu halde saldırganla çatışmaya giderken, militanlar ikinci bir koldan köprüye saldırır. Saldırdıkları anda şantiyede sadece Tekin ve Erdal vardır.