Ahmet Mümtaz Taylan: 'Kızım beğensin bana yeter'

Huysuz mu? Tamam huysuz... Mesafeli mi? Tanıyana kadar evet... Ciddi mi? Hayata karşı evet... Ama kalemi iyi, aklı iyi, oyunculuğu iyi, en önemlisi kalbi iyi... Daha da önemlisi iyi bir baba... Şimdilerde çok izlenen “Hayat Şarkısı” dizisinde Bayram karakteriyle seyirci karşısında... Cihangir’de oturduk lafladık. Kimi zaman teybi kapatıp vites büyüttük ki, o bölümleri okuyamayacaksınız bu röportajda. Buyurun karşınızda Ahmet Mümtaz Taylan...

resim yok
26 Mart 2016 - 00:28
Röportaj

50 yaşındasın ama daha yaşlı karakterleri oynuyorsun... 60 yaşına geldiğinde ne oynayacaksın?
- O zaman da 60 yaşında birini oynayacağım. Evet, bu roller için biraz gencim. Ama işime geliyor. Uzun ömürlü oyunculuk yapacağım ben. Şimdi de neredeyse 60 yaşında bir karakteri oynuyorum. Zaten yıpranmış birisiyim. Yadırgamıyorlar. Üzerime bu roller yapışacak diye korkmam... Üzerine bir şey yapışmayan aktör ismi söylesene bana. Uzaya füze uçurmuyoruz sonuçta. O kadar mühim değil yaptığımız iş... Çok fazla şişirilecek bir şey yok.


Öyleyse dizisi tuttuğunda dünyanın en büyük işini yaptığını sanan genç oyunculara ne diyeceğiz?
- İlerledikçe etekleri suya inecek hepsinin. İnan, ben de öyleydim... Kadir İnanır’la oynuyordum 90’ların sonunda. Kendimi Superman zannediyordum. Bu süreç sonra geçiyor. Ama bu durum geçmezse fena...


Üst düzey oyunculuk gerektirir mi diziler?
- Oyunculuk zaten üst düzey yapılması gereken bir iştir. Tiyatro ile arasında sadece ölçek farkı var. Televizyondan daha zor bir iştir tiyatro. Her akşam aynı performansı, aynı olay örgüsünün içinde yapmak yorucu bir iştir. Televizyonda öyle değil. Bir haftayı daha hafif atlatırsın, bir sonraki hafta daha ağırdır. Televizyonda bu değişkendir. Ama her saniyesi üst düzey kalite gerektirir. Her zaman Barcelona’da oynuyor gibi oynamak zorundasın. Küme düşen takımda oynuyorsan da oranın gol kralı olacaksın. İyi bilirim o işleri.


Küme düşen takımlarda da oynadın?
- Evet oynadığım diziler kalktı, küme düşen takımlarda da oynadım. Ama gol kralı olmaya dikkat ettim. Bazen oldu, bazen de olmadı. Oyunculuk da futbol gibi. Yıldız oyuncu nasıl takımı tek başına bir sezon taşımaya yetmezse, oyunculuk da öyle. Bir takım oyunu. Yazarıyla, yönetmeniyle, yapım koşulları ve oyuncularıyla bir takım.


Senin gibi uzun yıllarını oyunculuğa vermiş birini nasıl senaryolar heyecanlandırır?
- “Hayat Şarkısı”, beni heyecanlandırdı. Herkesin bildiği "Leyla ile Mecnun" da yine benim heyecanlandığım bir işti. Böyle işler her zaman çıkmıyor. “Hayat Şarkısı”nın senaristi biliyorsun Mahinur Ergun. O muhakkak yazdığı senaryolarla gönlünüzü çeler. Burada da aynı şey oldu. Keyifli bir dizi. Bütün karakterler bir şey söylüyor. Tipler değil karakterler var bu işte. Bu da Mahinur’un becerisi.


“Hayat Şarkısı”nın kadrosunda çok genç oyuncular var...
- Sete gelince gördüm ki bütün arkadaşların performansı dikkate değer. Bırak sırıtmayı, sallanan bir oyuncu bile yok. Herkes yerli yerinde. Bazı işler bir-iki kişiyle anılır. Bazıları ise ensemble (topluluk) duygusu uyandırır. Bu ensemble bir iş oldu. İyi bir ekip var. Sete giderken insanın ayakları geri geri gitmiyor.

 

Yazının tamamı >

Aşağıdaki bağlantıdan Diziler instagram hesabını takibe alarak güncel dizi haberlerini instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

@diziler

üyeler ne diyor?

resim yok
:-) :) :o) :c) :^) :-D :-( :-9 ;-) :-P :-p :-Þ :-b :-O :-/ :-X :-# :'( B-) 8-) :-\ ;*( :-* :] :> =] =) 8) :} :D 8D XD xD =D :( :< :[ :{ =( ;) ;] ;D :P :p =P =p :b :O 8O :/ =/ :S :# :X B) O:)
Kapat

bizi takip edin