Ayça Varlıer'den samimi açıklamalar!

Leyla'nın Evi adlı oyunda başarılı bir performans sergileyen Ayça Varlıer, samimi açıklamalarda bulundu.

Yalnız alkışı değil, ödülü ve seyircisi de bol bir oyun Leyla'nın Evi… Tiyatro Kare tarafından Nedim Saban yönetiminde sahneye taşınıyor.

Zülfi Livaneli’nin aynı adlı romanından tiyatroya uyarlanan oyunun kadrosunda Celile Toyon, Ayça Varlıer, Gökçer Genç, Nuri Gökaşan ve Halim Ercan yer alıyor.

Dördüncü sezona 13 Eylül akşamı İzmir Bornova’da Ayfer Feray Tiyatrosu’nda başlayacak olan ekibi, provaların yapıldığı Profilo Kültür Merkezi’nde ziyaret ettik ve Rukiye’yi, yani Roxy’yi oynayan Ayça Varlıer’le konuştuk.

Leyla'nın Evi muhteşem bir başarı grafiği sergiliyor. Oyunda en çok alkışlananlar arasında olan Ayça Varlıer bu başarıyı neye bağlıyor?

Bu projeyi ve rolümü çok sevdim, oyunu çok sahiplendim. Hepimiz çok da çalıştık. Yönetmen Nedim Saban, Necla karakterini oynamamı istedi ama ben Roxy’i seçtim. Bu rolü çok içselleştirdim. Motorsiklet kazasında kaybettiğimiz Onur Bayraktar’ın da Roxy karakterinin oluşmasındaki emeği ve katkısını özellikle dile getirmek isterim. Oyun çok sevildi.

Demek ki, ''İnsanlar tiyatroya gelmiyor artık'' sözleri her zaman doğruyu yansıtmıyor!

Tiyatro elbette ölmedi, insanlarımız tiyatrolara gidiyorlar. Alternatif tiyatroların sayısı artıyor. Ben yeni nesilden çok umutluyum. Onlar kendi projelerini üretebiliyorlar. Tiyatro çok özel, çok kutsal bir sanat. Herkes dizilerde oynayabilir, herkes filmlerde oynayabilir ama tiyatro sahnesine çıkmak herkesin harcı değil.

Özel tiyatrolarımız ne yazık ki pek çok sorun yaşıyor, çoğu da ayakta kalma mücadelesi içinde.

Özel tiyatrolarımızın ne yazık ki sorunları var. Yeni yasalarla birlikte dilerim tiyatro da derin bir nefes alır. Ülkemizin kültür politikası ne yazık ki sağlıklı değil. Devletin tiyatroya verdiği katkı payı binde bir oranında. Yatırım amaçlı projelerin geliştirilmesi gerekiyor.

Alkışlanan bu oyuna hiç mi tepki gelmedi?

Bir keresinde protokolde oturan bir bürokrat, sinirlenip kalktı gitti.

Ne diye sinirlenmiş?

Oyunda bir soyunma sahnesi var, ona kafasını takmış sanırım. 400 oyunda bir gelen tepki oldu bu. O kadar da olacak artık. Oysa soyunma sahnesinde de hiçbir rahatsız edici durum yok. Sadece arkadaşımız rolü gereği kostümünü çıkartıyor. Sonuçta bu bir kostüm… Ona kostüm, sergilenene oyun gözüyle bakılmadığı zaman sonuç böyle oluyor.

Alkol ilanları yasaklandığı için sormak istiyorum. Oyunda bira içtiğiniz için bir uyarı geldi mi?

Rol gereği iki yudum bira alıyorum, o kadar. Oturup içki içmiyoruz.

Bu ülkede yaşayan sanatçılar yıllar yılı yasaklardan, sansürlerden çok çekti ve galiba hala da çekmekte…

Ne yazık ki, bu ülkede yasak ve sansürün olmadığını söyleyemiyoruz.

Dizi setlerini de konuşmak gerekiyor. Çalışma koşulları için “İnsanlık dışı”deniliyor.

Sendikamız yasalarda değişiklik yapılması için tekliflerde bulunuyor, çalışmalar yapıyor.

Memet Ali Alabora’nın başkanı olduğu bu sendikanın yeterli katılımı mı yok, yaptırım gücü mü?

Bana göre bu sendikanın biraz daha zamana ihtiyacı var. Dizilerin süreleri mutlaka azalmalı ve bu tür hazırlıklar yapılıyor. Bu arada dizi setlerini inceleyen müfettişlerin olduğu söyleniyor. Dilerim düzelir her şey. Çünkü sonuçta insanlar en önemli şeyini, sağlığını kaybediyor. Düzelmezse, sonunda setlerde isyan çıkacak.

Ülkede bir belirsizlik söz konusu…

Şu anda her şey belirsiz. Ama bunu yaşamaya da çok alışık bir toplumuz. Pratik zekası güçlü, göçebelikten gelip her an her şey olabileceğine alışık bir ırkız. Dilerim başka ölümler olmadan dizi setlerindeki düzensiz çalışma süreleri düzeltilir. Bu konuda yürüyüşler oldu, protestolar oldu, öyle kaldı.

Yürüyüşler devam etse, biber gazları ve tomalar harekete geçebilirdi…

Artık öyle şeyler olmaz…

''Olmaz'' diyorsunuz ama üyesi olduğunuz sendikanın başkanı Memet Ali Alabora’nın can güvenliği tehlikede. Çünkü hedef gösteriliyor.

Çok üzücü bir durum. Bir şekilde bütün bunlar son bulacak, buna inanmak istiyorum.

Roxy rolü Ayça Varlıer'e Afife Jale ile Sadri Alışık dahil kaç ödül getirdi?

Dört yılda dört ödül aldım Roxy rolümle. En büyük ödülüm seyircilerle buluşmak.[reklam]

Kurtuluş Savaşı'nda geçen 'Taş Mektep' filminde öğretmen Güzide Hanım'ı oynadınız. Kayseri'deki galada ağladınız… Sizi etkileyen neydi?

Filmin galası, olayın geçtiği Kayseri’deki mekanda yapıldı. Bu hikayeyle büyüyen insanlar oradaydı. Duygulanmamak mümkün değildi. Zaman sıçraması yaşadım ve yüreğim kabardı birden.

Bu toprakların ne gibi zorluklarla kazanıldığı çok çabuk mu unutuldu acaba?

Bu toprakların nasıl savunulduğu, Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyetin ne gibi zorluklarla inşaa edildiği ne yazık ki bazen unutuluyor.

Ayça Varlıer, sınırlarımızda esen savaş rüzgarlarıyla ilgili neler söylemek ister?

Elbette her zaman savaşa hayır demeliyiz. Ayrıca ortada bizimle ilgili bir durum yokken ne diye savaşa girelim, ne diye bizim askerimiz hayatını ortaya koysun! Komşularımızla barış içinde yaşamalıyız. Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ sözü hatırlanmalı.

Bu arada Atatürk Uluslar arası Barış Ödülü’nün kaldırıldığını biliyor musunuz?

Aaaaaa!…

Bu vatan bizim, hepimizin… Ama nedendir bilinmez, bazen içimde hep bir ürperti ve endişe hissediyorum… Sizde de oluyor mu bu?

Elbette oluyor… Nasıl olmasın ki! Ama ben hep umut dolu bir insanım. Umut dolu bir insan olmasam, çoktan yeniden Amerika’ya geri dönerdim. Burası benim ülkem ve burada yaşamak, burada mücadele etmek, özgürce sanatımı icra etmek istiyorum.

Müzikte de mücadeleniz sürüyor. ‘Elif’ adlı albümünüz ses getirdi, beğenildi…

Elif çok sevildi, beğenildi. Benim de içime sindi. İkinci klibimizi de yakında çekeceğiz. Konserlerim devam edecek. Ailece bir müzikal hazırlığımız var ve sponsor arayışı içindeyiz.

Oyunculuk ve müzikteki hedefleriniz dışında, evlilik planlarınız, çocuk planlarınız var mı?

Aşk ve evlilik planla programla olmaz. Doğru insanla ilgili bir şey bu. Henüz evleneceğim o doğru insanla karşılaşmadım. Ama beş yıl içinde evlenirim diye düşünüyorum. Çocukları da elbette çok seviyorum.

Kadına şiddet konusunu konuşalım mı?

Kadına ve çocuğa uygulanan şiddet şu son dönemde yüzde bin oranında artmış durumda. Çocuklar ve hayvanları koruma adına kurduğumuz bir dernek var. Ancak kadına uygulanan şiddetin devlet tarafından önlenmesi gerekiyor.