Genç oyuncu trafik kazasından sonra ikinci hayatını yaşıyor!

Oyuncu Serdar Orçin, 2007'de geçirdiği trafik kazasında ölümden döndü. Sıkıntılı günleri geride bırakan Orçin, bu hafta vizyona giren 'Karnaval' filminin başrolünde karşımıza çıkıyor.

Orçin, "Kulağa biraz garip gelebilir ama bu kaza bana çok iyi geldi" diyor.

Zeki Demirkubuz'un yönettiği 'Yazgı' filminin 'Musa'sı olarak tanıdık Serdar Orçin'i... Şehir Tiyatroları'nda birçok oyunda, dizilerde ve filmlerde hep incelikli ve derinlikli rollerde çıktı karşımıza. 'Abdülhamit Düşerken'de Mustafa Kemal Atatürk'ü canlandırdı. Fakat sonra 2007'de geçirdiği bir trafik kazasıyla hayat durdu onun için.

Ölümden dönen genç oyuncu, riskli ameliyatlardan sonra iki yıllık bir nekahat dönemi geçirdi. Şimdiyse hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Geçtiğimiz sezon 'Eve Dönüş: Sarıkamış 1915' filminde iyi bir performans sergiledi.

Orçin; bu hafta vizyona giren aşk filmi 'Karnaval'da ise Tülin Özen ile birlikte seyirci karşısına çıkıyor. Orçin, yaşadıklarını anlattı...

Kazadan önce nasıl bir hayatınız vardı?

Şehir Tiyatrosu'nda iki büyük, bir çocuk oyununda, bir de dizide oynuyordum. Ayrıca kendi kurduğumuz tiyatroda da bir oyunda rol alıyordum. Her şey çok iyi gidiyordu. Fakat kendimi böylesine hor kullandığımın farkında değildim. Vücudum bana birkaç sinyal vermişti ama ben bunları çok iyi kavrayamamıştım.

Gelecekle ilgili hayalleriniz nelerdi?

İleriye dönük birçok hayalim vardı; daha çok iş yapmak istiyordum. O dönemde beni kaygılandıran tek şey, askerlik sorunumdu. Artık sınıra gelmiştim ama her şeyi bırakıp askere gidemiyordum. Tüm bu telaş içinde kendime zaman ayıramıyordum ve içten içe kuruduğumu hissediyordum. Hayatın bizi soktuğu o büyük yarışın içinde koşturup duruyordum.

ALTI AY EVDEN HİÇ ÇIKMADIM

Sonra kazayla birlikte her şey bir anda durdu...

Evet, ölümden döndüm! Çok ciddi bir beyin ameliyatı geçirdim. Doktorlar ailemi çağırıp imza almışlar, her şey olabilir diye. Ameliyat başarılı geçti ve altı ay evden hiç çıkmadım. Toplam iki sene her şeyden uzak kaldım. O süreç, çok zorlu geçti. Kendime dönüp baktım, kendimi sorguladım. Kitaplar okudum, filmler izledim. Birkaç defa yurt dışına çıktım, biraz oralarda yaşadım. Sonra garip gelecek ama bu sürecin bana iyi geldiğini fark ettim ve "Bir daha kendime bu kadar kötü davranmayacağım. Kendime zaman ayıracağım, yaptığım işi çok iyi yapmak için uğraşacağım ve iyi bir insan olacağım" diye bir karar aldım.

Daha önce kötü bir insan mıydınız ki?

Kaza, hayatımı ortadan ikiye böldü açıkçası. İnsanın kendisini unutması, değer yargılarında da zedelenmelere neden olabiliyor. Bir şeyi başarmak için girdiğin yolda; hiç istemesen de birinin ayağına basmak ve birinin canını acıtmak, eğer kendini unutmuşsan, sana kötülük gibi gelmeyebilir. Ama kendine zaman ayırınca, hayatın tamamen işten ibaret olmadığını kavrayınca; bir sözle bile nasıl zararlar verildiğini anladım.[reklam]

Artık daha mı dürüstsünüz yani?

Kendine ve çevrene karşı dürüst olma konusunda herkes hemfikirdir. Herkes sevginin önemli olduğunu düşünür ama ne kadar dürüst olduğumuzu sorgulamamız gerekiyor. Ben artık her gün sorguluyorum.

'Karnaval' filminde canlandırdığınız 'Ali'nin en çok neyini sevdiniz?

'Ali', 30'lu yaşlarının ortasında bir erkek. Hayatından çok memnun değil. İstediği işi bulmak için çabalıyor. Tek derdi, babasının yanından ayrılabilmek. Aileye ilk isyanını edip evden ayrılıyor; arabasında yaşamaya başlıyor. Bu sırada halı yıkama makinesi satmaya başlıyor. Daha sonra 'Demet'le karşılaşıyor. İkisinin ortak özelliği; aile baskısı nedeniyle tam olarak kendilerini var edememeleri. Bu sorunlar, filmde bir gülümsemeyle anlatılıyor. Eğlenceli ve keyifli bir romantik komedi filmi çektik. Ben en çok 'Ali'nin naifliğini sevdim.

İLAÇLAR YÜZÜNDEN TAM 94 KİLO OLDUM

Sıkıntılı günleri nasıl aştınız?

Kolay bir süreç değildi. İlaçlardan dolayı ciddi kilo aldım; 94 kilo oldum. Bir daha hiç oyunculuk yapamam, unutulur giderim kaygısı yaşadım. Bir maraz kalır mı diye kaygılandım. Yani zor bir dönemdi. Ama eşim, ailem, arkadaşlarım, dostlarım ve tanımadığım ama beni seven insanlar sayesinde aşabildim bunları. Gerçekten çok sevgi gördüm. Herkesin tek bir istediği vardı; o da benim iyileşmem... Şehir Tiyatroları bir aile gibi beni pamuklara sardı adeta. Yolumun hiç düşmediği şehirlerdeki tiyatro oyuncuları, bana geçmiş olsun dileklerini gönderdi. Bir kere Türkiye'nin birçok yerinde aynı anda, iyileşmem için R2 koridoru kurulmuş. Beni arayıp "Serdar, biz senin iyileşmen için evrene mesaj göndermek istiyoruz, onaylıyor musun?" dediler. Çok büyük moral verdi insanlar bana. Benim iyileşme sürecime doktorlar bile çok şaşırdı. Ben de "Herhalde beni bu insanların duaları iyileştirdi" diyorum.

'İNSAN SERDAR'I UNUTMADAN YAŞIYORUM

İki yıl aradan sonra oyunculuğa dönünce neler hissettiniz?

İki yılın sonunda bir oyunda yer almanın bana iyi geleceğini gördüm. Artık oynamak istiyordum. İlk olarak Şehir Tiyatroları'nın sahnelediği 'Maskeliler'le başladım. Gerçekten iyi geldi o oyun. Provalara hevesle gittim. Yılın en iyi oyunlarından biri oldu. Sonra 1.5 yıllık zaman diliminde; 'Can', 'İz', 'Bu Son Olsun', 'Eve Dönüş: Sarıkamış 1915' ve 'Karnaval'da oynadım. 'Behzat Ç.'de de rol aldım. Ama bunları yaparken, setten sete koşarak telaş içinde hareket etmiyordum. Bunun da sonuçlarını görüyorum. İşime daha iyi konsantre oluyorum. Artık 'insan Serdar Orçin'i de unutmadan yaşıyorum.