'Kurt Seyit ve Şura'yı yaratıcısından dinleyelim!

Nermin Bezmen, 'Kurt Seyit ve Şura'da dedesi Kurt Seyit'i canlandıran Kıvanç Tatlıtuğ'u ilk gördüğünde neler yaşadığını anlattı:

''Tatlıtuğ role öyle girmiş ki sanki dedemi kanlı canlı görmüş gibi oldum. İnsanın karşısında oğlu yaşında bir dedesi olması ilginç bir duygu tabii...''

Ailesinin dört neslini anlatan roman üçlemesiyle uzun yıllar çok satanlar listesinde yer alan 59 yaşındaki yazar Nermin Bezmen'in yeni kitabı 'Dedem Kurt Seyit ve Ben' çıktı.

Bezmen'in romanlarındaki tarihi gerçeklere bir dedektif edasıyla nasıl ulaştığını anlatan kitapla eşzamanlı gösterilmeye başlanan bir de dizi var; 'Kurt Seyit ve Şura'.

DİZİYİ, ROMANLARI VE DEDESİNİ ANLATTI!

Milliyet Sanat dergisi, Bezmen'le dedesi, romanları ve dizi hakkında konuştu.

Romanlarınız yayımlandığı dönemde çok satmış, çok okunmuştu. Şimdi bir TV dizisi vesilesiyle yine gündemde. Nasıl diziye dönüştü?

1992'de kitap çıktığından beri bana sekiz teklif geldi. Hem dizi hem de sinema uyarlamaları vardı. Hiçbirine ısınamadım, içime sinmedi. Geçen yıl aralıkta Ekrem Çatay'la bir toplantı yaptık ve hemen el sıkıştık. Yapımcısından yönetmenine hepsi kitabı okumuş ve beğenmişlerdi. Hepsi iyi bir dizi çıkacağına inanıyordu.

BENİM İÇİME SİNDİ

Ben dizinin senaryo danışmanlığını yapıyorum. Çünkü romanın bütünlüğü, kullanılan kelimeler, geçen duygular benim için çok önemli. Özellikle de kanımdan canımdan bir aile öyküsü olduğu için ayrıca hassasım. İçim çok rahat bir şekilde ''Evet'' dedim. Yanılmadığımı da görüyorum.

Oyuncu seçimi de muhteşem oldu. Yüksek de bir beklenti getiriyor elbette beraberinde. Proje kitabın annesi, Kurt Seyit'in de hem ebesi hem de torunu olan benim çok içime sindi. Daha da güzel olacak.

İzleyicilerden ricam, kitabı ellerine alıp satır satır takip etmesinler. Bu bir dizi. Bir uyarlama. Her şeyin aynı kalmasını beklemesinler. Hatta sürprizler de olacak. Ben romanları yazdıktan sonra kimi karakterlerle ilgili başka bilgilere de ulaştım. Dizide bunlar da yer alacak. Kitabın birebir aynısı beklemek doğru olmaz bence.

Tepki aldınız mı?

Benim okurlarım çok fanatik. Benim eserim olduğu için en hassas olması gereken benim ama ben çok mutluyum. Okurlarım benden daha titiz. Çok içselleştirmişler.[reklam]

İnanılmaz sayıda mesaj aldım. 2 bine yakın. Bunların içinde 2-3'ü olumsuzdu. O da gayet iyi niyetli mesajlardı. Ama kimden gelirse gelsin ben şu an olumsuz herhangi bir şeye bakmak istemiyorum. İkinci kitap için de anlaşmamız var. Sonucun iyi olacağına inanıyorum.

Sete hiç gittiniz mi?

İki kez Saint Petersbourg'da bir kez de İstanbul’da sete gittim. Kabloları kameraları değil, sadece çekilen sahnenin atmosferini izledim. Çok etkilendim.

Dedenizi karşınızda görmek nasıl bir histi?

Entresan bir histi. Kıvanç Tatlıtuğ role öyle bir girmiş ki sanki dedemi kanlı canlı karşımda görmüş gibi oldum. İnsanın karşısında oğlu yaşında bir dedesi olması biraz ilginç bir duygu tabii.

MATRUŞKA GİBİ HİKÂYELER

Neden dedenizin hikayesini yazdınız?

'Kurt Seyt ve Shura', 'Kurt Seyt ve Murka' ve 'Mengene Göçmenleri', aile hikayemi anlatan bir üçleme. 22 yıl önce bu hikayeye dedem Kurt Seyt'in Shura adlı bir Beyaz Rus kızla olan aşkını anlatarak başladım. Sonra anneannem, Mürvet nam-ı diğer Murka'yla yaşadıklarını anlattım. İlk romandan sonra okuyucular dedeme çok kızdı. Aşıkların kavuşamamasının sorumluluğunu dedeme yüklediler. İkincide dedemi anladılar, anneanneme kızdılar. Shura'nın üzerine anneannem aynı sempatiyi kazanamadı, sevilmedi. Anneannemin neden dedemin istediği kadar cesur olmadığını anlatmak için de 'Mengene Göçmenleri'ni yazdım.

'Dedem Kurt Seyit ve Ben'i de işte bütün bu romanların üzerine bir tür muhasebe yapar gibi yazdım. O hikayeler matruşka gibi birbirinin içine geçiyordu. Sadece dedeme değil, hayatına giren kadınlara bakarak kendimi de gözden geçirme fırsatı buldum. Özetle, dedeme bakarak hayatı anladım.