Medcezir'in Orkun'unun hiç bilinmeyen yönleri!

''Oyuncu olmasam sporcu olurdum...''

'MedCezir' dizisinin 'Orkun'u Metin Akdülger, ''Amerikan futbolu Türkiye'de üzerinden geçim sağlayabileceğim bir iş olsaydı, koçu olmayı isterdim. Spor beni pamuk gibi yapıyor'' diyor.

'MedCezir' dizisine dahil olmadan önce neler yapıyordunuz?

Tiyatro oyunum ve sinema filmim yeni bitmişti. Üçüncü oyunumu yazıyordum. Galata Perform adlı tiyatroda yazarlık yapıyordum. Tiyatro Festivali'nde sahne amiri olarak çalışıyordum.

'Orkun' rolü için teklif nasıl geldi?

Craft'taki oyunculuk serüvenim bittikten sonra New York'a gittim. Tam gitmeden bir arkadaşım Ay Yapım'ın 'The O.C.' dizisini yeniden çekeceğini söyledi. Benden bir deneme çekimi istiyorlardı. Ben de önceden o diziyi izler ve severdim. En sevdiğim karakter de 'Luke'tu. Yani bu dizide canlandırdığım 'Orkun'un orijinali. Adamın halleri ve tavırları bana çok güzel gelirdi. Hemen gidip dizinin box set’ini aldım. Kendimce biraz çalıştım. Gelince deneme çekimi metinleri geldi. Bir süre sonra rol için uygun olduğumu görüp beni aralarına kabul ettiler.

Koç Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler okudunuz. Okul ne zaman bitti?

İki yıl oldu. Konservatuvar yerine ilgi duyduğum siyaset ve politika gibi bir eğitim alıp, bir yandan da okul sırasında tiyatroyla ilgili çalışmayı tercih ettim.

EN İYİSİ OLSUN İSTEDİM

'Bensiz' filmi için 17 kilo vermeniz ve felçli hastalar hakkında bilgi sahibi olmak için rehabilitasyon merkezinde zaman geçirmeniz çok konuşuldu. Böyle bir deneyim yaşamanız zor olmadı mı?

İlk defa rol ve film olarak büyük ve profesyonel bir işin içine girmiştim. Yapabileceğimin en iyisini yapmak istedim. Bunun için 17 kilo vermem, gerekli gözlemleri yapmam gerekiyordu. Çünkü anlamadan öyle bir vücut formunun içine giremezdim. Giremesem de çok sahte ve samimiyetsiz bir iş olur bence. Öyle bir iş yapmak istemem. Çünkü o zaman bu mesleği yapmamın lüzumu yok. O yüzden biraz içsel, biraz dışsal yıpratıcı ama bir yandan da yapıcı, yaratıcı, beni çok besleyen, beni bu işe daha çok bağlayan bir süreç yaşadım.[reklam]

Bunun Matthew McConaughey, Tom Hanks gibi örnekleri de var...

Tabii ki bir Matthew McConaughey değilim. Çünkü o sadece oyuncuyla alakalı değil. Kadrajı kuran, o dünyayı oluşturan bir sürü insan var. Ben de sektör geliştikçe daha iyi işler yapmak istiyorum tabii ki.

SİYASET OKUDUM AMA...

Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?

Siyaset okudum ama okurken de siyasetle uğraşmayacağımı biliyordum. Ben biraz düşünsel ve akademik olarak okudum. Benim yapabileceğim bir iş değil o. Ne olurdum gerçekten bilmiyorum. Çünkü bu işi gerçekten çok seviyorum ve bunu yapamazsan başka hiçbir iş yapamazdım gibi geliyor. Ama sporcu olmak isterdim. Snowboardcu olmak isteyebilirdim mesela. Amerikan futbolu Türkiye’de üzerinden geçim sağlayabileceğim bir iş olsaydı, koçu olmayı isterdim.

STRESİMİ SPORLA ATIYORUM

Bildiğim kadarıyla şu anda da spor yapıyorsunuz. Neler bunlar?

Sporu kafamı dağıtmak için yapıyorum. Spordan aldığım endorfinin tadını doya doya çıkarmak istiyorum. Cross fit 50 dakikada yapılan bir spor. Gidiyorum, yapıyorum, merhaba diyeceğim kişilere 'Merhaba' diyorum, 0kan ter içinde tüm stresimi atmış oluyorum ve pamuk gibi eve dönüyorum.

KADINLARIN iLGiSi ARTTI

Dizide rol aldıktan sonra kadınların size olan ilgisinde artış oldu mu?

Elbette. Çünkü ekranda görülüyorum ve izleyiciler beni görmeye alışıyor. İçlerinde merak oluşuyor. Merak unsuru üzerinden tanınırlığım var diyebilirim. Konuşan oluyor, gelip fotoğraf çektirmek istiyorlar. Eğlenceli yani...

Kız arkadaşınız var mı?

Yok.

Nasıl kadınlardan hoşlanırsınız?

Samimi ve güzel kadınlardan hoşlanıyorum. Güzellik derken fiziksel olarak bahsetmiyorum. Çünkü güzellik çok göreceli bir kavram. Birinin samimi olması, gözlerinin gerçekten bakması, yargılayan biri olmaması bana güzel geliyor.