NTV ekranlarında yayınlanan ve yapımcılığını BBO Yapım’ın, sunuculuğunu Ahmet Mümtaz Taylan‘ın üstlendiği Empati programına ünlü şef Mehmet Yalçınkaya konuk oldu.
6 Şubat depremleri sırasında yaralanan halka yardım etmek için 32 gün boyunca bölgede kalan şef Mehmet Yalçınkaya, o günleri “Hayatı sorguladım“ diyerek anlattı. Şef Yalçınkaya, babasının vefat ettiği gün ambulansın etrafından ayrılmayan babasının köpeğinin yaptıklarından da ilk kez Empati’de bahsetti.
‘Rüyamda Görmek İçin Yalvarıyorum’
Mehmet Yalçınkaya, “Babam öldüğünde acaba üzülecek miyim derdim kendime. Onu çok severdim içten içte, ama çok az zaman geçirdiğim ve uzak kaldığımız için babamla ilgili üzülür müyüm diyordum. Öyle değilmiş. Nasıl yandım” dedi.
Babasını çok özlediğini dile getiren Yalçınkaya, “Babamı bu kadar özleyeceğimi bilseydim, babama daha çok sarılırdım, daha çok koklardım. Bu benim için çok kötü travmadır” derken babasını rüyasında bile olsa görmek için şimdilerde çok yalvardığını ifade etti.
‘İnsanlığımdan Şüphe Ettim’
Mehmet Yalçınkaya babasının köpeği hakkında, “Babam pandemide vefat etti. Cenazeyi hızlı kaldırmamız gerekiyordu, ambulansla evinin önüne getirdik babamı. Duman, ambulansı tırmalıyordu. Tabii orada herkes ağlıyor, ciddi bir olaydır bu benim için, hayvanlara dönmem için ciddi bir olaydır. Sonra biz Duman’ı ambulansın etrafından alamadık, ambulansın etrafında dönüyordu, tırmalıyordu, babamı bırakmak istemiyordu. Ben orada insanlığımdan şüphe ettim” diye konuştu.
Ayrıca, “Hoca, camide ‘Şu anda bizim burada ettiğimiz dualar mı, yoksa benim aşağıda gördüğüm hayvanın sahibinin etrafındaki yakarış mı’ dedi. O gün hayvanlar benim için çok başka yere geldiler. Deprem bölgesinde bir taraftan insanlara hizmet ederken, diğer taraftan hayvanlara da yardım ettik” ifadelerini kullandı.
‘Hayatı Sorgulamaya Başladım’
Geçtiğimiz yıl deprem bölgesinde yaşadıklarından da bahseden Mehmet Şef, karşılaştığı bir adamla birlikte hayatı nasıl sorguladığını şu sözlerle aktardı:
“Bir tane beyefendi uzakta bekliyor. Çekingen. Siz niye bekliyorsunuz almıyorsunuz dedik, dedi ki ‘Ben isteyemem, bir fabrikam vardı yıkıldı, 6 katlı evim vardı, altında 4 arabam vardı, bugün size pirinç istemeye geldim’ dedi.
Bunu gördüm. Hayatı sorgulamaya başladım. Fabrikası olan bir adam, evleri arabaları var, sabahleyin 5 buçukta adamın cebinde 10 lira yok! Bunu gördüğünüz an her şeyi sorguluyorsunuz. Bunu görünce diyorsun ki boşver kardeşim”