Sinema ve televizyonun tecrübeli oyuncusu Oktay Kaynarca özel açıklamalar yaptı.
Şöhretin bir altyapısı ve hazırlığının olması gerektiğini belirten Kaynarca, ''Şöhret pahalı bir iştir. Bedelini ödemeden şöhret olmak kadar felaket bir şey yoktur'' dedi.
10 yıl önce canlandırdığı 'Çakır', rol gereği öldürüldüğünde hayranları oynadığı karakterin adına sela okutmuş, helvasını kavurup dağıtmıştı. O kadar sahici bir oyuncu 50'ye yakın dizide ve filmde rol aldı. Çakır olarak da sevildi, Adanalı olarak da, Binbaşı Mevlüt olarak da, Cemal olarak da, Poyraz Akdağ olarak da.
Girdiği her role kolaylıkla adapte olabilen Kaynarca'nın, Türk Sineması'nın er meydanı Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden kazandığı değerli bir ödülü de var.
Bugünlerde yeni bir diziyle yeniden evlerimize konuk olan Oktay Kaynarca ile çok sevdiği işini, başarılı olmak için verdiği mücadeleyi ve hayatı konuştuk.
* Size seçme şansı verilse şöhreti tercih eder miydiniz?
Şöhreti şöyle tanımlamak lazım; başarılı olan insanlar zaten şöhret oluyorlar. Şöhretin tanımı o kadar kötü ki gider başbakanlığın önünde soyunursunuz iki günlüğüne şöhret olursunuz. Ama o şöhretin altyapısı ve hazırlığı yoksa, şöhret sizi daha sonra çok ciddi sıkıntıya sokar. Şöhret pahalı bir iştir. Şöhretin bir bedeli vardır. Bedelini ödemeden şöhret olmanız kadar felaket bir şey olamaz.
* Göz önünde olmaktan sıkılıyor musunuz?
Zaman zaman sıkılıyorum. Herkes gibi yalnız kalmak istediğim zamanlar oluyor. Benim de özel olmasını istediğim anlar oluyor.
* Magazinin dışında kalmayı mı tercih ediyorsunuz?
Mümkün olduğu kadar öyle. Kaliteli magazinin içinde olmaya çalışıyorum. Sulandırılmış, cıvık cıvık hiçbir işin içinde olmak istemiyorum. Sulu işlerin içinde olmak bana göre değil. Arkadaşlık ilişkilerinde de öyle, basın ilişkilerinde de öyle, yaptığım iş için de öyle, ailemle bile öyle.
OYUNCU EGOLARINDAN KURTULMALI
* 30 yılı aşkın bir sanat hayatınız var. Bu noktaya gelene kadar çok mücadele ettiniz mi?
Ettim tabii. Mücadele etmeden bir şey kazanılmıyor. Önce insanın kendisini yenmesi gerekiyor ki egolarından kurtulup doğru bir şekle girsin. Özellikle oyunculuk çok enteresan bir iş. Kendi egolarınızdan kurtulmak zorundasınız. Egolarınızdan kurtulduktan sonra oyuncu olup yavaş yavaş tanınmaya başladığınız andan itibaren bu sefer üstünüze başka egolar yapışmaya başlıyor.Onlardan da kurtulmak zorundasınız. Sadece şunun farkına varmalıyız; biz oyuncuyuz, işimizi layıkıyla yapacağız. O rol elbisesini işimiz bitince üzerimizden çıkaracağız. Kendi hayatımıza normal bir vatandaş olarak devam edeceğiz. Bunun aksi deliliktir.
VADİ’NİN ÇAKIR’I GÖNÜLLERE TAHT KURDU
Kurtlar Vadisi dizisindeki Çakır karakteriyle Oktay Kaynarca milyonların sevgisini kazandı.
KASINTI BiRi DEĞiLiM
* Sizi kıskananlar, çekemeyenler oldu mu?[reklam]
Olmuştur. İşin açıkçası beni kıskananlar, çekemeyenler kendilerini tarif de edemediler ki biz de onları tanıyıp bilelim. Böyle durumlara gülüp geçiyorum, üzerlerinden atlıyorum. Hatta bazılarına ağabeylik yapıp yardımcı oluyorum. Bana dışarıdan bakanların çoğu, beni biraz antipatik, hatta duvarları aşılamayan birisi olarak görür. Ama hiç de öyle biri değilimdir. Sonuçta beni tanımayanlar; eşim, dostum, arkadaşlarım ve çevremin içine girdiklerinde hiç de kasıntı biri olmadığımı görürler. “Bu adam bizim düşündüğümüz gibi biri değilmiş” derler. Ben dostlarımla birlikteyken hakikaten güzel sohbetler ederim, güzel türküler söylerim, çevrem tarafından çok sevilirim yani.
DiZiLERDEN SERVET YAPILABiLiR
* Dizilerde oynayarak bir servet yapılabilir mi?
Niye yapılmasın? İşiniz tutarsa, reyting ölçümleri çok iyi gidiyorsa, gözü kör olası reyting ölçümleri, sizin de fiyatınız artmaya başlar sonuçta. Çok da müsrif değilseniz benim gibi, normal standartların bir hayli üstünde paranız olabilir.
* Kazandığınız paraları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok akıllı yatırımlar yaptığım söylenemez. Biraz harcıalem yaşayan bir adamım. Çok da boş bırakmadım hayatı. Hiç kimseye ihtiyacımız olmaz bu saatten sonra. Ancak diğer arkadaşlarıma göre başarılı olmadığım söylenebilir.
REYTiNGiN GÖZÜ KÖR OLSUN
* Art arda oynadığınız Ustura Kemal ve Nuri adlı dizilerin yayından kalkması sizi çok üzdü mü?
Bazen hayatımızda böyle şeyler olabiliyor. Oyuncu arkadaşlarıma şöyle diyorum: ''Yaptığımız işlerin televizyon anlamında başarıya ulaşmaması sizin yılgınlığınıza sebep olmasın. Çünkü bu sadece sizden kaynaklanan bir şey değil.'' Bu kocaman bir oluşum. Bunun yönetmeni, yapımcısı, diğer oyuncuları, senaristi var. Yüzlerce insan çalışıyor. Maalesef o işin bütün faturasını oyuncuya çıkarıyorlar. Oysa oyuncu elinden gelen herşeyi yapmıştır. Geriye dönüp baktığımda ikisinin de başarısız işler olduğunu düşünmüyorum. Bana göre çok başarılı işlerdi. Geçen gün Halil Ergün aradı, Nuri’nin tekrarını izliyormuş. ''Yahu bu ne kadar güzel bir dizi. Biz bunu neden izlememişiz. Ölüyorum gülmekten'' dedi. Tutmuyor cümlesi de bana göre biraz tuhaf. Ne tutmuyor yani? Seyreden bir sürü insan var. Ustura Kemal'i izleyip bana ulaşan binlerce kişi oldu. İnanın, bana ulaşanların sayısı Kurtlar Vadisi'ndekinden daha fazladır. Sonuçta bir reyting sistemi var. Gözü kör olsun, ona göre belirleniyor. Ama bu ne kadar doğru orası tartışılır.
ÇAKIR İLE POLAT KARŞI KARŞIYA! DETAYLAR BURADA!
Aşağıdaki bağlantıdan Diziler instagram hesabını takibe alarak güncel dizi haberlerini instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.