Ünlü oyuncunun meslek aşkı

'Şems! Unutma'da Mevlana'nın oğlu Alaaddin'i canlandıran Sinan Tuzcu; oyunda, diz üstünde oturduğu sahneler için "Dizim sakat, menisküs ameliyatı olacağım. Doktor 'Yapamazsın' dedi ama yaptım. Zorlansam da sahnede olmak bana güç veriyor" dedi

 

Mevlana'nın 24'üncü kuşaktan torunu olan oyuncu Sinan Tuzcu, dört yıl aradan sonra 'Şems! Unutma' adlı oyunla sahnelere döndü. Daha önce 'Aşkın Dansı' belgeselinde; Mevlana'yı canlandıran Tuzcu, bu kez Mevlana'nın oğlu Alaaddin'e hayat veriyor. Tuzcu'yla oyunun perde arkasını ve Mevlana felsefesini konuştuk.

 

BIÇAKSIRTI BİR ROL

Size bu rol için nasıl teklif geldi?

 

Yönetmen Özen Yula beni çocukluğumdan beri tanır. Bu oyunun hikayesini ben de önceden biliyordum. Bana oyunu sahnelemeye karar verdiğini söyledi ve 'Alaaddin' rolü için tekliftebulundu. İlk başta tereddüt ettim, korktum; 'Ayşe Opereti'nden beri sahneye çıkmıyorum.

 

Daha önce de Mevlana'yı canlandırmıştınız...

 

Evet, o belgesel tadında bir işti. Bundan farklıydı ama o sırada yaptığımız çalışmalar işimize çok yaradı. Gerçi tasavvufla ilgilenmeye başladıktan sonra, bunun bir sonu gelmiyor.

 

Mevlana'nın oğlu Alaaddin'i oynamak nasıl bir duygu?

 

Alaaddin çok farklı bir yansımanın ürünü diyebilirim. Birinci aşamada; âşık olduğu kadın Kimya, babası tarafından başkasıyla evlendirilmiş. Büyük bir öfke taşıyor ama içinde bulunduğu ortam o kadar hümanist ve yapıcı ki; çelişki içinde kalıyor. Bıçaksırtı bir roldü benim için. Hiç bu kadar keskin geçişleri olan bir rol oynamamıştım.

 

Alaaddin'in Şems'e olan öfkesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Mevlana, Alaaddin'i evden kovuyor. Alaadin'in kendini yitirdiği yer de burası. Çünkü her şeyini Şems'e vermiş oluyor; sevdiğini de, babasını da, evini de.

 

O yüzden de Şems'i öldürüyor...

 

Evet! Aslına biz Şems'i, Alaaddin'in öldürdüğünü biliriz, resmi tarih de öyle der. Ancak aslında hikaye öyle değildir. Ben oyunda Özen'in yazdığı kısma daha çok inanıyorum.

 

ŞEMS BELKİ ÖLDÜRÜLMEDİ

 

Şems'i, Alaaddin'in öldürmediğini mi düşünüyorsunuz?

 

Evet! Çünkü, Alaaddin'in, adam öldürecek kadar öfkeli olmadığını düşünüyorum. Bence Şems'in öldürülmesi, Mevlana'yı özleyen cemaatin ürünü... Ya da belki hiç öldürülmedi ve gitti. Aslında başka bir taraftan da bakarsak; belki de Şems yoktu. Oyunun sonunda "Şems Mevlana, Mevlana Şems" oldu diyoruz. Öyle de bir mistik yanı var.

 

Oyunda uzun süre diz üstünde oturuyorsunuz. Bu oynamaktan daha zor olsa gerek...

 

İlk başlarda nasıl oturacağız diye çekincelerim vardı. Çünkü benim dizim sakat. Menisküs ameliyatı olacağım sezon bitince. Doktorumun "Yapamazsın" demesine rağmen yaptım. Oynamaktan çok oturmak beni zorluyor. Ama sahnede insana inanılmaz bir güç geliyor.

 

ARINMAK İSTEYEN HERKES BU OYUNU İZLEMELİ!

İnsanlar sizce neden bu oyunu izlemeli?

 

Hayatımız o kadar stresli ki, o kadar baskı altında yaşıyoruz ki; seyirciye, bu koşturmacanın ve kaosun içinde, dingin bir 100 dakika vâdediyoruz. Çok iyi bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Onlara nefes alma alanı yarattık. Bu kargaşadan 100 dakikalığına da olsa arınmak isteyen herkes, bu oyunu izlemeli.