Çağatay Ulusoy hakkında daha önce duymadıklarınız!

''İlişkilerimde samimiyet ararım...''

'MedCezir' dizisinin Yaman'ı Çağatay Ulusoy, ''Herkesin en güçlü yanı kendi benliğidir. Mevlana'nın da dediği gibi; dünyada ne varsa onların hepsi senin kendi benliğinde. Her istediğini kendi içinde ara, çünkü her şey sensin.''

''iLiŞKiLERiMDE 'SAMiMiYET' ARARIM''

2010 yılında Best Model Of Turkey seçiliyor. Aynı gece 'Adını Feriha Koydum' dizisi için teklif alıyor. Birkaç ay içinde gençler arasında fenomene dönüşüyor. İkinci sezonunda ise projeyi sırtlanan isim haline geliyor.

O sırada ilk filminde oynuyor; Anadolu Kartalları. Üçüncü işi, MedCezir. Mert ama şanssız, başı beladan kurtulmayan 'Yaman' rolüyle de sadece gençlerin değil, Türkiye'deki bütün kadınların platonik aşkına dönüşüyor.

Çağatay Ulusoy, Vogue Türkiye'nin Men ekine konuk oldu...

* Bana göre hayat, sizin hayaller kurup planlar yapmanıza fazla müsaade etmiyor. Bu bakımdan içinde bulunduğum anı yaşamayı tercih ediyorum. Bu hep böyle oldu.

* Olduğum gibi davranıyorum. Kendimi farklı yansıtmak gibi bir derdim hiç olmadı. Samimiyete inanıyorum ve tüm ilişkilerimi samimiyet ve içtenlik üzerine kuruyorum. Ayrıca sorumluluklarımın da farkındayım ve insanlarla buna uygun olarak iletişim kurmaya özen gösteriyorum. Bu da beni olgun bir insan olarak algılanmayı sağlıyor.

''YAMAN'LA BENZİYORUZ...''

* Rüyamda kendimi Yaman olarak görüyor muyum diye soruyorlar ama çok çalışmaktan rüya görmeye vaktim olmuyor! Yaman'la karakterlerimiz zaten biraz benziyor.

* Her zaman her ortamda olduğum gibiyim. Bakışlarımın bu kadar etkili olduğunu bilmiyordum. Oynadığımız her rol ya da her karakterden etkilenip onlarla yaşamaya çalışırsak, sağlıklı ilişkiler kuramayız.[reklam]

* Oyunculuğun henüz başında biri olarak büyük laflar etmek istemem. Ama sadece bir oyuncunun değil, herkesin en güçlü yanı kendi benliği, karakteridir.

Mevlana'nın da dediği gibi; dünyada ne varsa, onların hepsi senin kendi benliğinde. Her istediğini kendi içinde ara, çünkü her şey sensin.

* Genç insanlarız ve kendi hayatlarımız var. Tüm bu sorumluluk duygusu, popülerlik, şöhret karmaşasında yaşadıklarımız yoruyor bazen bizi. Bu da zaman zaman motivasyonumuzu kaybetmemize neden oluyor. Sonuç olarak konsantrasyonumuz etkileniyor ve yaptığımız işe yansıyor.

* Dünya artık tüketim toplumuna dönüştü ve bu durum sadece modada değil hayatımızın birçok noktasında tüketim alışkanlıklarımızı etkiliyor. Gardıroplarımız da, kullandığımız arabalar da, yediğimiz yemekler de çabuk değişiyor.

Hızlı değişime rağmen moda ve trendleri takip etmeye çalışıyorum elimden geldiğince. Profesyonel olarak çalıştığım bir stil danışmanım var ve alışverişlerimi onunla yapıyorum.