Jimmi Simpson final bölümü ile alakalı görüşlerini paylaştı

Sezon finali “The Bicameral Mind” iki karakteri kumlara gömülmüş Escalante şehrinde karşı karşıya getirdi. Man in Black aslında William olduğunu ve Westworld’de Dolores kayıplara karıştığından beri onu aradığını açıkladı. Bu arayış süresince William yüzlerce kişiyi vurdu, kesti, biçti ve gittikçe parka daha da çok tutuldu. Sonunda William Dolores ile tekrar buluştuğunda Dolores onu hatırlayamadı bile.

“William seni bulamadı” dedi Dolores’e, “ama dışarıda ölülerin arasında başka bir şey buldu; kendini.”

İşte bu fantastik bölümden sonra The Hollywood Reporter Jimmi Simpson’a ulaştı ve geçmiş ve gelecek sezonlarla alakalı bir röportaj gerçekleştirdi.

William ve Man in Black’in aynı kişi olduğunu ilk ne zaman öğrendiniz? Bu daha önce senaristler Jonathan Nolan ve Lisa Joy’la konuşmuş olduğunuz bir konu muydu?

Hayır değildi. En baştaki konuşmalarımızda yakından alakası bile yok. Ben ilk başta dizide arada sırada gözükecek yan karakterlerden olacağımı sanıyordum. Daha sonra senaryo ilerledikçe çok büyük bir şaşırtmaca olacağını fark etmeye başladım. Ama yine de bana bir şey demiyorlardı. Sonra üçüncü veya dördüncü bölümün ardından mükemmel makyaj artistimiz beni makyaj odasına götürdü ve yüzüme uzunca baktı. Kaşlarımdan bahsetmeye başladı ve onları şekillendirip şekillendiremeyeceğimi sordu. Kadınların kaşlarına şekil verdiğini biliyorum ama şimdiye dek kimse benden bunu istememişti. İşte orada durum biraz ilgimi çekti. Bana inatla neden böyle bir şey istediğini söylemiyordu. Saçma sapan nedenler uyduruyordu ve ben kesinlikle inanmıyordum. Acaba neyin peşindeydi? Neden kaş şeklimi değiştirmek isteyebileceklerini düşündüm ve aklıma gelen tek şey beni başka birine benzetmek istedikleri oldu. Sonra gerek aksan gerekse ten rengi yüzünden tek bir olasılık Ed Harris kalmıştı. Birkaç saat sonra Lisa ile yürüyüşe çıkmıştım ve ona böyle bir şeyin olup olmadığını sorduğumda bana “Sana hiçbir şey söyleyemem” dedi. O anda anladım. Daha sonra Lisa bana karakterim ile alakalı çok büyük bir gelişme olacağını ama bunu kimseye söylememem gerektiğini söyledi. Kısacası bu şekilde kabul etmiş oldu. O ve Jonah tanıdığım en zeki yazarlar bu yüzden onlara güvendim ve bu bilgiyi kimseyle paylaşmadım.

Peki öğrendiğiniz bu bilgi William karakterini canlandırma şeklinize yansıdı mı?

Yansımadı çünkü ben genç değilim. Orta yaşlı biriyim ve hayatı değişimlerin çok yavaş olduğunu öğrenerek yaşadım. Değişim kaçınılmazdır ama aynı zamanda geldiği zaman da fark edemeyebilirsin. Bunu aklımdan çıkarmayarak Ed’i izlemeye başladım. Ama William’ı Man in Black oluncaya dek değiştirmedim. Dokuzuncu ve onuncu bölümler gibi Man in Black’in onu ezen yükleri hissetmeye başladığı an değişime başladım. Yürüyüşümü yavaşlattım, konuşmamı yavaşlattım ve aynı Man in Black gibi her hareketimde biraz zaman bıraktım çünkü o pek acelesi olan biri değil.

Dokuzuncu bölümde William’ın “Bu oyunu nasıl oynayacağımı biliyorum” aydınlanmasını yaşadığı bir an var. Bir şey kopuveriyor. Her ne kadar bu şiddet kamera önünde yaşanmasa da bu anın nasıl gerçekleşebileceğini öngörmüş müydünüz?

Ben o anın bu karakterler için yavaş bir süreç olacağını düşündüm ama aynı zamanda bir anda uyandıklarında da anında yaşanacak bir an da olabilirdi. William’ın ilk olan biteni anlamlandırdığı anı “Bir saniye… Bunu yapabilirim.” Şeklinde hayal ettim.  Ve bu onun için stresli bir an olmayacaktı. Dökülen onca kandan sonra William’ın bu taşıyıcılardan çok kolay sıyrılabileceğini düşünmüştüm.

Hiç Ed Harris’le karakterleriniz hakkında konuşma şansınız oldu mu?

Hayır. Çok fazla konuşmayan “cool” bir adam. Ama cool olması yanına yaklaşamadığınız anlamına gelmiyor. Aksine çevresine çok büyük enerji saçıyor. Benim diğer aktörlerle olan iletişimimdeki prensibim onları rahat bırakmak ve iletişim kapılarını onların açmasını beklemek. Aslına bakarsanız pek aynı anda çalışmış sayılmayız. Onun da benim onu oynadığımdan son ana dek haberi yoktu. Öğrendiğinde ise birbirimize doğru yürüdük ve bana göz kırparak “Mükemmel bir iş çıkardığını duydum” dedi, bu da bana yetti. Çekimlerin sonuna doğru bir kez yemek yeme şansımız oldu ve Tanrım dedim ne kadar da nazik ve yetenekli biri.

William’ın sırrını çekimler boyunca tutabildiniz. Peki tahmin ederek yaklaşan var mıydı?

Evet, dokuzuncu bölümden sonra herkes bu konu hakkında konuşuyordu. O an Thandie Newton bana doğru koştu ve “Sen var ya!..” dedi. Evan kesinlikle en zekimizdi. İnanılmaz bir beyni var. Senaryoyu görür görmez ezberler ve kolay kolay unutmaz. O en çok yaklaşanlardandır. Sanırım üçüncü ya da dördüncü bölümde William’ın Man in Black olabileceğini öngördü. Daha sonra gerçeği öğrendiğinde şaşırmaya devam etmişti.

Dizinin hayranları William ve Man in Black teorilerinden bahsetmeye başladığında tepkiniz neydi?

Şaşırmıştım. Daha ikinci bölümden bunu çözenler olduğu için şaşırmıştım. İlk başta izleyicilerin dizi zevkini bozabileceğini düşündüğüm için korktum. Ama sonradan bunun böyle olmadığını gördüm. Herkes konu ile beraber ilerledi ve sürprizi bileseler dahi anı yaşadılar. Beni en çok korkutanlardan biri de HBO’nun sosyal medya timinin bizim de medyada daha çok aktif olmamızı istemesiydi.  Man in Black twitlerini görmezden gelmeye çalışıyordum.  Hatta Lisa ve John’a gidip “Keşke Man in Black teorilerinin olduğu twitleri görmemi sağlayacak bir algoritma geliştirsek!” dedim.

Aslında çok geçerli bir korku.

Evet kesinlikle, hatta senaristler dahi bunun farkında olduklarını ve bu tarz sorulara yalan söylemeden cevap verebilmemiz için bize bir kopya hazırladıklarını söylediler.

İşe yaradı mı peki?

Genel olarak cevabımız “Fikirleri çok beğeniyorum, daha fazla teorileri bekliyoruz!” şeklindeydi. Ama benim favorim Evan’a sen bunlarla nasıl başa çıkıyorsun dediğimde verdiği cevaptı. “Dostum bize bile söylemediler sana nasıl söyleyeyim!”

Finalde William çıplak Logan’ı parktan dışarıya sürüklüyor.Enteresan bir çekim olmuş olmalı.

Hem de nasıl. Üzücü bir gündü aslında. Çok sevgili arkadaşım Logan’a öyle davramak zor oldu. Birlikte çektiğimiz son sahne oydu. Çok garip hissettim çünkü kariyerimin ilk 15 yılını itici karakterleri oynayarak geçirdim. Ama aslında çok çekingen biriyim. Genellikle sete gelir, rol gereği çekim sırasında insanlara kötülükler yapar giderdim.  Yani kimsenin pek konuşmadığı ve kötülük yapmayı gerektiren rollere alışığım. O gün de Ben’e karşı böyle olmalıydım ama çok rahatsız hissettim çünkü ona karşı böyle davranmak istemezdim. Enteresan bir hoşça kal oldu.

Bu bakımdan William’ın daha karanlık yüzünü içselleştirirken farklı hissettin mi?

Çok, çok fazla. Bir aktör olarak en büyük zaafım bir şeyi anlayabilmem için onu duygusal olarak da içselleştirmem gerekiyor. Çoğu zaman teknik performanslarda sıkıntı çekiyorum. Eğer duygusal olarak bir anlam kuramazsam zorlanıyorum. Yani aslında bu durumu baştan öğrenmem içselleştirmem için zaman sağladı. Sonraki günlerde Evan ile olan olaylarda tüm gün oturup hayatımızın aşkını kaybettiğimizi düşünürdük ki o sahnelere hazır olalım. Bu yüzden bu deneyimin Evan ve benim için çok sarsıcı olduğunu düşünüyorum. Gerçekten çok bağlandık.

İkinci sezon için dizide yer alıp almayacağını biliyor musun? Yoksa William’ın hikayesi anlatıldı ve bitti mi?

Hiçbir şey kalıcı değildir. Bir kontratım yok ama ilerde bir olasılık var.

Karakter ile alakalı daha fazla içerik olduğunu düşünüyor musun? William sonuçta bunca yıl boyunca parka geri dönüp durdu.

Anlatacakları bir hikaye elbet vardır. Bu yazarların becerilerine bakarsak William’ın bir dönüşü olacaksa çok sağlam ve ilgi çekici bir sebebi de olacaktır. Ancak bana sorarsanız William ve Dolores’in hikayesi trajik bir şekilde anlatıldı ve bitti.

Aşağıdaki bağlantıdan Diziler instagram hesabını takibe alarak güncel dizi haberlerini instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

@diziler