Heredot Cevdet

Mekanı olmayan, zamanı eline dolayan Heredot Cevdet, aslında kendisini yine en iyi kendisi tanımlamaktadır. Altı Heredot, üstü Cevdet hesabı. Nerede yaşadığı, nerede oturduğu, ‘ne yer, ne içer’ bilinmeyen, adeta gecenin karanlığından gelen bir masal kahramanıdır. Kendisini hararetle dinleyen, meftun’u olan kahve milleti bile Heredot Cevdet’e ‘Sen kimsin? Nereden gelir, nereye gidersin?’ sorusunu sormaya cesaret edememiştir. Siyah paltosu, bıçkın tavırları, külhanvari konuşmaları, bize, zamanında ‘Afili bir bitirim’ olduğunu çağrıştırsa da acaba öyle midir? Heredot Cevdet’in her hikayesinde mutlaka alınması gereken bir ders, dipten dibe verilen tatlı bir mesaj vardır. Lakin adamımız hiçbir zaman bu mesajları dinleyenlerin gözüne sokmaz. İnsanlar kabiliyetleri nispetince alacaklarını alırlar. Heredot Cevdet, sevgi dolu, ayrıştırıcı değil bütünleyici, çatışmacı değil uzlaştırıcı bir karakter olarak karşımıza çıkar. Çok okuyan, çok gezen, çok gören, çok duyan, duyduğunu unutmayan ve tatlı bir üslup sahibi olan Heredot Cevdet herkes tarafından sevilir. Heredot Cevdet’in bu zamanda mı, yoksa başka bir zamanda mı yaşadığı, yaşı, ailesi, geçmişi bilinmez. Anladığımız, kahramanımız ecdadımızın bütün güzel özelliklerini ahlak edinmiş, karıncayı dahi incitmeyen, dik duruşu olan, en ciddi olaylarda bile tebessümü bulup çıkaran bir halk anlatıcısıdır