Özgüveninden ve çevresindeki insanların fikirleri hakkında konuşan Meryem Uzerli; “Bedenimi hayatımın her evresinde, hangi durumda veya beden ölçüsünde olursam olayım hep sevdim ve kabul ettim. Beni asıl rahatsız eden şey, başkalarının bana vücudumla ilgili eksiklikler hissettirmeye çalışması oldu. Ama kendime dair hislerimi değiştirmek yerine çevremdeki insanları değiştirmeye karar verdim.”
KISKANÇLIKLA BİR BAĞIM YOK AMA
“Erkeklerin hormonel durumu kadınlardan çok farklı. Kadın olarak bir ay içinde bile pek çok farklı duygu iniş çıkışı yaşıyoruz. Beklenmedik bir şekilde ortaya çıkıp beni şaşırtan duygular, ancak bir şeyin geçmişimle bağlantılı ve henüz çözümlenmemiş olduklarında ortaya çıkıyor. Ama bunun farkına ancak bir duygu beni şaşırttıktan sonra varıyorum. Kıskançlıkla pek bir bağım yoktur. Ancak bir ilişki içindeysem, bu duygu zaman zaman ortaya çıkabilir. Ama doğru bir partnerin böyle bir duygunun gerçekten filizlenmesine neden olmayacağına inanıyorum.”
İÇSEL YOLCULUĞUN SONUNDA MERYEM NASIL BİRİ
“Aslında ben bunun yeni bir trend, yani moda eğilimi olduğunu düşünmüyorum. Bu her zaman vardı. Her zaman büyük filozoflar, psikanalistler, spiritüel bilginler oldu. Bu insanlar, kendilerini geliştirme, dönüşüm ve ruh halleriyle hep ilgilenmişlerdir. Bu, hayatın bireysel yolculuğudur. Hep böyleydi ve hep böyle olacak. Hayatın “bitiş çizgisi” üzerine düşünemem ve düşünmek de istemem çünkü bu, ölümle yüzleşmek anlamına gelir. Bunu ne yazık ki başaramıyorum. Çünkü ölüm düşüncesi beni çok korkutur ve içimde birçok farklı konunun kapısını açar. Ama dönüşüm ölüme kadar sürer, hatta belki de ondan sonra bile devam eder…” diyor Meryem.