Aşk Her Yaşta; Artık aşkı 100 yıl önceki gibi yaşamıyoruz. Ya da ayrılık acılarımız şiirlerdeki gibi değil. Her şey daha çabuk tüketiliyor. Eskileri hatırlayanlar şaşırıyorlar bu günkü hayata. O kadar eskiye gitmeye gerek yok. 1970'li yılların saflığı bile kalmadı bu günkü yaşantımızda. Evet o zamanlardaki gibi evleniyor belki insanlar. Ama boşanmak da ...
Aşk Her Yaşta; Artık aşkı 100 yıl önceki gibi yaşamıyoruz. Ya da ayrılık acılarımız şiirlerdeki gibi değil. Her şey daha çabuk tüketiliyor. Eskileri hatırlayanlar şaşırıyorlar bu günkü hayata. O kadar eskiye gitmeye gerek yok. 1970'li yılların saflığı bile kalmadı bu günkü yaşantımızda. Evet o zamanlardaki gibi evleniyor belki insanlar. Ama boşanmak da artık kolaylaştı. Ömür boyu birbirinin açıklarını örtmeye çalışmıyor çiftler. Tam tersi, açığı olan partnerinin yanından ilk uzaklaşan oluyor belki de. Hele gençler arasındaki ilişkiler yaşı biraz büyük olanları iyice hayrete düşürüyor. Tabii gençler de hayretle bakıyor büyüklerin hayatına. Çünkü 1980 sonrasındaki kuşak tüm bu dünyanın içinde doğdu. Onlar başka bir alternatif görmedi ki.
Kadın ile erkek arasındaki ilişkinin zaman içinde yolculuğu Yani partnerimize davranış şeklimizin nasıl değişime uğradığını anlatan bir hikaye. Ve bundan yola çıkarak bizi renkli çatışmalara davet eden bir format. Ne tip çatışmalar mı? Örneğin; evlilik çatışması, kuşak çatışması Ve bu iki çatışmayı bir potada eriten bir dizi Aşk Her Yaşta
Üç farklı nesilden ve üç farklı karakterden evliliğe üç farklı bakış. Merkezde olan evliliğimizin ana kahramanı yani annesi Canan . "Biz birlikte bir takımız" diye düşünüyor. Bedia yani babannemiz "ben babanızın hayatının bir parçasıyım" diye düşünüyor. Genç kızımız yani yeni evlenecek Elvan ise "biz ikimiz de özgür birer bireyiz, evli olmamız birbirimizin hayatına karışma hakkını bize vermez" diye düşünüyor.
Hep erkeğin arkasında duran ama evi, belki de aileyi yöneten babaannelerimiz, anneannelerimiz ve ne kadar terslenseler de onların gönlünü hoş tutmak için didinen dedelerimiz. Aslında örtülü bir iktidar eski kadınlarınki. Çoğu zaman sesleri yükselmez ama biliriz ki onlar ne söylüyorsa olur. Ve eşlerini mahcup etmemek onların en önemli hayat felsefesidir. Emin ile Bedia arasındaki ilişki de böyle bir ilişki. Merkezdeki ilişkimiz (Canan-Tarık) aslında çok mükemmel görünüyorlar uzaktan bakınca. Ama işler hiç de öyle değil.
Ve genç evlilerimiz. En hırçın evlilik onlarınki Her gün başka bir sorunla ailelerinin karşısına çıkabiliyorlar. Bir boşanıyorlar, ertesi gün yeniden barışıyorlar. Elvan yeni dönem genç kadının örneği; kocasından daha fazla para kazanıyor, daha kariyerli ve özgürlükçü. İstediğim zaman arkadaşlarımla dışarı çıkabilmeliyim diyor örneğin. Mehmet ise arada kalmış durumda. Ailenin erkeklerinden destek görmesine rağmen Elvan üzerinde bir türlü otorite kuramıyor. En önemli özellikleri mi? Birbirleri ile sevgi sözcükleri ile kavga edebiliyorlar. Örneğin "CANIM ne yapıyorsun öyle?" deki canım sözcüğü kavganın şiddetini düşürmediği gibi ses seviyesine göre karşıdakine tokat olabiliyor. Bunun karşılığı ise en az onun kadar şiddetli "Asıl sen ne yaptığının farkında mısın HAYATIM" olabiliyor.