Halk Düşmanı; Dr. Serdar (Rutkay Aziz), Belediye Başkanı olan kardeşi Önder (Can Gürzap) ve eşinin (Sumru Yavrucuk) çağrısı üzerine, birkaç yıl önce, ailesiyle birlikte, doğduğu kasabaya yerleşmiştir.
Serdarın eşi Esin(Ayda Aksel), eğitimli bir kadın olmasına rağmen fedakarlık edip kendisini kocasına ve çoc...
Halk Düşmanı; Dr. Serdar (Rutkay Aziz), Belediye Başkanı olan kardeşi Önder (Can Gürzap) ve eşinin (Sumru Yavrucuk) çağrısı üzerine, birkaç yıl önce, ailesiyle birlikte, doğduğu kasabaya yerleşmiştir.
Serdarın eşi Esin(Ayda Aksel), eğitimli bir kadın olmasına rağmen fedakarlık edip kendisini kocasına ve çocuklarına adamış, yaşamını bir ev kadını olarak geçirmiştir. Esin aynı zamanda Önderden önce üç dönem belediye başkanlığı yapmış, kasabanın tek gelir kaynağı sayılabilecek deri işletmelerinin sahibi ve Önderin şiddetli rakibi Ramazan Beyin (Bülent Kayabaş) kızıdır.
Serdarın kızı Deniz(Doğa Rutkay), konservatuarı bitirmiş, yurt dışında master yapmıştır. Deniz, bunca eğitime rağmen İstanbulda iş bulamayınca amcasının, bir Belediye Şehir Tiyatrosu kurma teklifi üzerine, birkaç ay önce kasabaya dönmüş, kentle kasaba arasında bocalamaktadır. Deniz, amcasının teklifine yanıt vermekte zorlanırken, ikinci bir teklif kasabanın yerel TV yayın koordinatöründen gelecektir. Denizin bir küçüğü olan Özgür(Ahhan Şener) ise, henüz üniversiteye girememiş, amca oğlu Göktuğla özenti bir yaşam sürmekte; küçük oğlu Barış da (Gürkan Gültekin) orta öğrenimine kasabada devam etmektedir.
İdealist bir insan olan Serdar, kasabaya döner dönmez kolları sıvamış, kasabanın yer altı sıcak su kaynaklarını projelendirip, bir kaplıca tesisinin gerçekleştirilmesine öncülük etmiştir. Serdar, projenin gerçekleşmesi için bir kooperatif kurmuş, kayınpederiyle kardeşinin arasını yumuşatıp, ikisini de hissedar yapmış, hisselerin önemli bir kısımı da kasaba halkına satılmıştır.
Böylesi bir mutluluğun ortasında Serdar kaygılıdır ve bunu kimseye belli etmemeye çalışır. Çünkü tesis bitip, kasaba çocukları açık havuzda yüzmeye başladıktan sonra, çocukların bir kısmında zehirlenme belirtileri ortaya çıkmıştır.
Serdar emin olmadığı için kimseye açıklama yapmadan önce kaplıca suyunu güvendiği bir labratuara gönderir. Gelen yanıt olumsuzdur. Deri işletmelerinde kullanılan zehirli bir madde yer altı suyuna karışmaktadır.
Bu sorunun nasıl aşılacağı kardeşler arasında önce tartışmanın, giderek ciddi bir çatışmanın nedeni olacaktır. Bu gerçek yalnızca iki kardeşin ilişkisini çatlatmakla kalmaz, Serdarın doğrucu davut kişiliğinden yorulmuş Esinle ve oğlu Özgürle de arasını açar; ilerleyen zaman içinde tüm kasabaya yayılır.
Her kes düşüncesinin doğru olduğunu ve kasabanın çıkarını kendisinin savunduğunu düşünmekte; kasaba halkı ise tribünde birini düşman ilan edeceği anı beklemektedir.