Kötü Yol; 60’ların İstanbul’u, Yeşilçam... Halk Sineması olarak vasıflandırılan, yılda iki yüze yakın filmin çekildiği seneler… Birbirlerini delicesine seven sevgililerin, bir türlü kavuşamayan aşıkların, makus talihlerini yenmek için uğraşıp didinen fakir insanların anlatıldığı ama, her şeye rağmen mutlu sonla biten melodramların zamanı… 1965 yılı...
Kötü Yol; 60’ların İstanbul’u, Yeşilçam... Halk Sineması olarak vasıflandırılan, yılda iki yüze yakın filmin çekildiği seneler… Birbirlerini delicesine seven sevgililerin, bir türlü kavuşamayan aşıkların, makus talihlerini yenmek için uğraşıp didinen fakir insanların anlatıldığı ama, her şeye rağmen mutlu sonla biten melodramların zamanı… 1965 yılı, Adana… Çamaşırcı Ayşe Kadın’ın büyük kızı Nuran, çevresi tarafından sürekli güzelliği övülen ve artist namzeti olarak görülen fakir bir kızdır. Bir gün, abisi İhsan tarafından yüklü bir başlık parası karşılığında Bedir Ağa’ya satılır. Nuran’ın tek kurtuluş umudu, büyük bir aşkla sevdiği şoför Reşat’tır. Fakat evlilik hayali kurduğu Reşat’ın, onu patronunun eşiyle aldattığını öğrenince İstanbul’a kaçıp, hep ona söylenen, arada sırada kendisinin de hayallerini kurduğu şeyi yapmaya; yani bir sinema yıldızı olmaya karar verir. Adana kökenli bir rejisör olan Kenan Yılmazer, İstanbul’da Nuran’ın elinden tutarak ona bir şans verir ve şöhret basamaklarına ilk adımını atmasını sağlar. Ancak ne Reşat ne de abisi İhsan, Nuran’ın peşini bırakmayacaklardır.