48 yıllık usta oyuncudan dizi sektörü hakkında açıklamalar!

Türk sineması ve dizi filmlerin güçlü kadını, usta oyuncu Selda Alkor sektördeki yeni düzene sitem etti.

resim yok
02 Eylül 2013 - 13:31
Röportaj

Türk sineması ve dizi filmlerin güçlü kadını, usta oyuncu Selda Alkor sektördeki yeni düzene sitem etti. Alkor, ''Yapımcılar benim gibi yıllarını bu işe vermiş büyük oyuncuları yok sayıyor. Medyatik olanlar parayı kazanıyor'' dedi.

Yeşilçam’daki başarısını televizyon dizilerine en iyi şekilde taşıyan o oldu. Hanım Ağa, Çemberimde Gül Oya, Asmalı Konak ve Parmaklıklar Ardında gibi dizilerde ustalığını öyle konuşturdu ki sinemadaki şöhretini geçen bir başarı yakaladı.

 

ÖZEL AÇIKLAMALAR

48 yıllık oyuncu Selda Alkor ile oyuncuların uyuşturucuya bulaşmasını, mesleğini ve hayatı konuştuk.

* Sizi Hanım Ağa, Asmalı Konak, Çemberimde Gül Oya gibi dizilerde hep güçlü kadın rollerinde izledik. Normal hayatta da böyle misiniz?

Yapı olarak mantığın ağır bastığı bir karakterim var. Duygusal olmama rağmen mantığım iyi çalışıyor. Çok dominant bir kadın değilim ama ayakları yere sağlam basan bir kadınım. Prensiplerim var. O prensiplerin dışına çıkmaktan hoşlanmam.

* Başrol oyuncularına 30 ila 70 bin lira arasında bir ücret veriliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu ücretlerin keşke yarısını alsalar da devamlı olsa. Bir kereye mahsus olmamalı. Bir insan medyatik olduğu zaman kazancı da yükseliyor. Herkes çok şanslı değil bu konuda. Mesela ben çok medyatik bir insan olduğumu kabul etmiyorum. Gençliğimde de medyatik olmadım.

* Peki yan roldekilere cüzi ücretler verilmesine ne diyeceksiniz?

Ne yazık ki böyle bir düzen kurulmuş gidiyor. Telif hakları konusunda, insanlar haklarını almalı diye büyük kıyamet kopardım zamanında. Ama camiamızdan pek ilgilenen olmadı. Devlet arkamızda olmadı. Şimdi gençler kurdular, ‘sendika’ dediler adına, inşallah başarılı olurlar.

 

''ÜÇTE BİRİNİ ALIYORUM!''

* Dizilerden ne kadar ücret alıyorsunuz?

Benim bir kaşem var ve bu biliniyor. Ama 50 ya da 70 bin lira değil. Başrol oyuncularının aldığı ücretin üçte birini alıyorum. İnsanlardan alabileceğiniz kadar isteyeceksiniz. Bizim için “Yaşlandı bunlar” diye düşünüyorlar. “Bit pazarına nur yağmıyor” diyorlar. Halbuki bize çok ihtiyaçları var. Genç ve popüler bir arkadaşa o dediğiniz rakamları veriyorlar. Neticede beni seven insanlar üç nesildir seviyor. Ama esas seven birinci nesil. Birinci nesilde bu genç insanların yolunda olan üçüncü nesil kadar bilgisayarlarda oralarda buralarda elleri işlemiyor. Onun için reklamlarını fazla yapamazlar. Onun için medyaya fazla giremezler özellikle magazine giremezsiniz. O yüzden o paralar hiç bir zaman bize gelmez.

 

''PAZARA DA GİDERİM, METROYA DA BİNERİM''

* Selda Alkor nasıl hayat yaşıyor?

Herkes gibi bir hayat yaşıyorum. Metrobüse binerim. Her yere yürürüm. Zekeriyaköy’de oturamadım. 4 katlı villam vardı. Bahçemde havuzum vardı, spor salonum vardı. Eşime dedim ki “Beni insan içine götür.” Ben yürüyebilmeliyim. Bütün pazarlara gidiyorum. Şurada salı pazarı var giderim, sosyete pazarı var ona da giderim. Ben bunu seviyorum. Metroya biniyorum diye insanlar yüzüme şaşkın şaşkın bakıyorlar eğilip “Siz misiniz” diye soruyorlar. İnanamıyorlar. Ne kadar sevgi dolular anlatamam? Örneğin yıllar önce eşimle Bodrum’a tatile gitmiştik. En güzel en lüks yerlerde kalıyorduk. Ben itiraz ettim. Eşime, “Ben burayı istemiyorum. Halkın içinde onlarla iç içe olmak istiyorum” dedim. Oradan ayrılıp Yahşi’de bir yere gittik. Orada geçirdiğim 15 günü asla unutamam. Çok mutlu olmuştum.[reklam]

* Peki yapımcılarla aranız nasıl?

Yapımcılar nedense benim gibi yıllarını bu işe vermiş büyük oyuncuları yok sayıyorlar. Diyorlar ki “Bunlar kaç yıllık oyuncu. Gelsinler üç liraya oynasınlar.” İyi oyuncu değil, ucuz oyuncu arıyorlar. Diziler bir bütün. Ne kadar insan varsa hepsinin bir hikâyesi var. Gencinin de yaşlısının da, fakirinin de zenginin de hikâyesi var. Dizi böyle bir şey. Herkes anlatılıyor orada. Ev anlatılıyor, yol anlatılıyor, ağaç anlatılıyor. Ama bizimkiler kalkıp bütün bunları okula giden çocukların hikâyeleri olarak anlatıyor. Hep aynı espriler. Yani hiçbir zaman Çemberimde Gül Oya, Asmalı Konak gibi bir teklif gelmiyor. Her iki dizide de herkes başroldü. Şimdi kim gündemdeyse onu başrol olarak kabul ediyorlar. Ona dünyanın parasını yağdırıyorlar.

* Filiz Akın,Hülya Koçyiğit, Fatma Girik ve Türkan Şoray’a ‘Türk sinemasının Dört Yapraklı Yoncası’ deniliyor. Türk sinemasını sadece bu dört kişiyle sınırlandırmak doğrumu sizce?

Türk sinemasını sadece bu dört kişiyle sınırlandırmak tabii ki doğru değil. Ama onlar başlangıç noktasındaki yani Türkiye’de sinemanın sinema olduğu dönemin içinde var olmuş, çalışmış kızlar. Dolayısıyla onlar dört yapraklı yonca da olur, dört as da olur. Ama dediğimiz gibi tabii ki böyle değerlendirmemek gerekir. Çünkü onlardan öncekilere ve onlardan sonrakilere ihanet etmiş oluruz. Muhterem Nurlara, Cahide Sonkulara Belgin Doruklara yazık olur.

 

''YURTDIŞINDA OYUNCU OLSAYDIM iSTANBUL’U SATIN ALABiLiRDiM''

* 70’e yakın sinema filminde oynadınız, iyi para kazandınız mı?

 

Bu filmleri yurtdışında çekmiş olsaydım İstanbul’u satın alabilirdim herhalde. Ha ha ha. Ama şimdi burada çok güzel yapılmış bir rezidanstan bir daire alamıyorum. Dünyadaki çok meşhur bazı yönetmenlere ve oyunculara sormuşlar “Ne kadar film yaptınız” diye. 10 senede bir tane, iki tane film yapıyor. Bizim gibi 1 senede 15 film yapmamışlar.

* O dönemde ne gibi zorluklar yaşadınız?

Belgrad Ormanları’nda beni karşıya geçirecekler. Buz tutmuş her yer. Buzun içine düştüm. Her yerim sırılsıklam. Minibüse bindim. Giysilerimi iyice sıktılar, silkelediler. Elbiseleri üzerime giydim, kafam kurulandı. O vaziyette finali çektim. Hiçbir şey söylemedim. Çok normal, olağan şeylermiş gibi karşıladım. Avrupa’da, dünyada böyle bir şey olabilir mi?

 

''UYUŞTURUCUYA BULAŞAN GENÇLER HAZIMSIZ''

* Bazı genç ve sevilen oyuncular uyuşturucu operasyonları kapsamında gözaltına alınıyor. Siz sanatçının topluma iyi örnek olması gerektiğine inanıyor musunuz?

Elbette topluma örnek olmalılar. Öyle olduğu için 48 senedir Türkiye’de oyunculuk yapıyorum. Yürümesiyle, oturmasıyla, kalkmasıyla, insanlara hitabıyla her şeyiyle oyuncunun rol model olması lazım. Bir anne olarak onlara çok üzülüyorum.

* Polise verdikleri ifadelerde ‘set ortamının stresinden, aşırı yorgunluktan kurtulmak için uyuşturucuya sığındık’ diye konuşmuşlar. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Bu mereti içip, bir anda bütün streslerinden kurtulabilirler ama yarın öbür gün ne olacak. Bağımlı oldukları zaman ne olacak? “Bağımlı değiliz” derler ama bu sigara gibi. Zararı ise ondan çok daha büyük. Nasıl insanlar sigarayı bırakamıyorlarsa bunu da bırakamazlar. Bağımlılık yapar. Aslında uyuşturucuya başlayan oyuncuların çoğu, bulundukları yeri hazmedememelerinden dolayı bir arayış içindeler. Sebep bu bence.


* Sigarayı nasıl bıraktınız?

35 sene sigara içtim. Bir gün sigarayı ayağımın altında ezerek “Beni öldüremeyeceksin, ben seni öldüreceğim” dedim. 8 senedir ağzıma bir tek sigara koymadığım gibi, sigara içilen mekanlardan nasıl kaçacağımı bilmiyorum. Ne büyük aptallıkmış.

 

 

YEŞİLÇAM OYUNCULARINA DEĞER VERİLMEMESİNE İSYAN ETTİ! DETAYLAR BURADA!

Aşağıdaki bağlantıdan Diziler instagram hesabını takibe alarak güncel dizi haberlerini instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

@diziler

üyeler ne diyor?

resim yok
:-) :) :o) :c) :^) :-D :-( :-9 ;-) :-P :-p :-Þ :-b :-O :-/ :-X :-# :'( B-) 8-) :-\ ;*( :-* :] :> =] =) 8) :} :D 8D XD xD =D :( :< :[ :{ =( ;) ;] ;D :P :p =P =p :b :O 8O :/ =/ :S :# :X B) O:)
Kapat

bizi takip edin