resim yok
03 Nisan 2011 - 00:00

 

Terzioğlu oyuncu eşi Murat Yıldırım’la ilişkisini ve Ezel ‘i anlattı

Burçin Terzioğlu tam bir alaylı oyuncu. Dört yaşından beri dizi ve sinema sektöründe yer alan, neredeyse oyunculuk yapmadığı sezon olmayan Terzioğlu’yla oyuncu eşi Murat Yıldırım’la ilişkisini ve Ezel ‘i konuştuk

Ezel'de Azad karakterini canlandıran Burçin Terzioğlu, dizideki annesi öldürülünce gözyaşlarına boğuldu ve Ezel fanatiklerini de gözyaşlarına boğdu. Ezel izleyenler bilir, dizide zaman zaman bazı karakterler ön plana çıkar. Bu aralar Azad’ın yükselişi söz konusu. Burçin Terzioğlu dört yaşından beri dizi ve sinema sektörünün içinde. 42’den fazla dizi ve sinemada rol aldı. Biz de Terzioğlu’yla sektöre çocuk oyuncu olarak girip büyümenin nasıl bir etki yarattığını, oyuncu eşi Murat Yıldırım’la ilişkisini ve Ezel‘i konuştuk

 

M. Yıldırım fotografları için tıklayınız

- Dört yaşınızdan beri setlerdesiniz, bir şey hatırlıyor musunuz bari o yıllardan?
 

- Fotoğraflar var, onlara bakınca hatırlar gibiyim. Ama çok net kareler gelmiyor gözümün önüne. Sette ders çalışmışım, ezber yaptırmışlar, küçük küçük kareler var o yıllara dair ama çok net değil. Daha çok 12 yaşımdan sonrasına dair anılar var..

- O zaman aileniz, sadece çocukken anı olsun diye değil, oyuncu olmanız için bu yola sokmuş sizi... - Babam için öyle. Ben de kaderciyim, ailem de öyle. Sonrasını bilemiyorsun ama onlar için istikrarlı bir gidişim vardı benim. Düzenli olarak oyunculuk yapıyordum, sadece birkaç sene ara verdim, okulu aksatmamam gereken bir dönemdi. Onun haricinde hep oynuyordum. Evde ‘Bu mesleği seçmeli miyim?’ diye bir muhabbet bile olmuyordu. Zaten otomatik olarak seçmiştim.

- Bir yerde 42 dizi ve filmde rol aldığınızı okudum, rakam doğru mu? - Fazlası var eksiği yok, doğrudur. Ezel‘den önceki iki sene dinlendim, durdum. Ama 17 yaşımdan itibaren Mahallenin Muhtarları ile başladım, hiç durmadan her sezon bir şeylerde oynadım.

- Okulda ‘Aaa ünlü,’ diye parmakla gösterilen çocuklardan mıydınız? - Maalesef evet. Parmakla gösterilmek pek hoş bir durum değil. O zamandan kalma, bir gizlenme ve utanma durumum var. Her zaman da okulun şiir okuyanı, önde olanı durumundaydım. Ben bundan çok keyif almıyordum.

Şimdiki çocuk oyuncular sizce ne yaşayacak ileride? - Küçük kareler var hayatımda, doğum günü partim var evde. Sekizinci yaşgünüm. Tüm arkadaşlarım evde ama ben setteyim. Geliyorum, mumları üflüyorum ve sete dönüyorum. Bu yaşıma gelmeme rağmen bu, buruk bir hatıradır. Ben bu işi yaptığım için çok mutluyum yanlış anlaşılmasın, iyi ki o yaşlarda başlamışım, işin başka bir matematiğini kaptım.

Ama benim çocuğum olsa, oyuncu olsun diye sete götürmem. Şimdiki çocuk oyuncuları hayranlıkla izliyorum, lokum gibi hepsi. Ama bir çocuk için set ortamı çok sağlıklı değil. Bizim bile yorgunluktan düşüp kaldığımız, yorgunluktan sinirlerimizin bozulduğu, doğru beslenemediğimiz için hastalandığımız zamanlar oluyor. Hastalanıp ağlayarak sete gittiğimiz oluyor. Sete pedagog da gelse, ne olursa olsun çocuğun yeri ev, ebeveyn yanı. Set çok zor bir ortam. Eminim tüm yapım şirketleri çok özen gösteriyordur onlara. Günleri ayarlıyorlardır ama ben yollamazdım, kıyamazdım.

Eşimle en büyük sıkıntımız, izin günlerimizi denk getirmek - Neden eşiniz Murat Yıldırım’la birlikte röportaj vermiyorsunuz? - Bir gün ikimiz bir projede yer alırız ya da bir iş yaparız, işe dair bir şey söylemek gerekir, tabii ki birlikte röportaj veririz. Ama durup dururken ne anlatacağız? Evde ne yediğimizi mi... Biz halka falan mal olmadık. Bizim de bir evimiz, devam eden bir evliliğimiz var. Bununla ilgili bir şey söylemek çok komik geliyor.

- ‘İki ünlünün evliliği çok zor,’ cümlesi bir şehir efsanesi mi? - Tam tersine çok kolay. Beni o kadar iyi anlıyor ki, ben de onu anlıyorum. Sabah gidiyor, ertesi sabah geliyor. Bu işi ben biliyorum, set ortamını biliyorum, çalıştığı arkadaşların tavrını, tarzını biliyorum. O da benim hayatımdaki her şeyi biliyor, sette yaşayacağım üzüntüyü de, mutluluğu da, zorluğu da biliyor. O yüzden birbirimizi en iyi biz anlarız. Hiçbir zorluğu yok, tam tersine çok kolay. Başka mesleklerden insanlarla birlikte olsaydık, ona bir de bu işleri anlatmakla uğraşacaktık.

- Bir yerde şöyle bir haber okudum: Öpüşme sevişme sahneleri için centilmenlik anlaşması yapmışsınız, birbirinizin sahnelerini izlemiyormuşsunuz. Çok güldüm şaka herhalde... - Biz böyle bir şeyi gazetede okuduk. Ne bunun muhabbeti geçti, ne de böyle bir anlaşma var. Böyle bir karar alsam, niye ortalığa açıklayayım. Böyle anlaştılar diyor, sanki yanımda gibi. Uzatmanın manası yok diye konuyu uzatamadık. Sonuçta bizim evimizde böyle bir anlaşmaya varılmadı, böyle bir cümle kurulmadı; bu onların cümlesi.

- Ne sıklıkta görüşüyorsunuz? - Çalışma programı gelince, günlerimizi karşılaştırıyoruz, denk düşerse şahane. Bir türlü denk düşüremediğimiz zamanlar oluyor. Ben dört gün çalışıyor gibiyim; o biraz daha yoğun, altı gün çalışıyor. Ama akşam sonuçta evimizde buluşuyoruz. - Bebek planı var mı? - Biraz daha zaman istiyorum hayattan, daha hazır değilim.

Dubai Ezel diye çıldırmış durumda - Dubai’ye giden Ezel ekibinin arasında siz de vardınız, neler yaşadınız? - Dubai Ezel diye çıldırmış durumda. Ben o kadarını tahmin etmiyordum. Kırmızı halıda bir tören hazırlamışlar, hepimizin çok hoşuna gitti, gözlerimiz doldu. İnsanlar çok güzel, çok saf.

- Dizinin son sezonunu yaşıyor olması fikrine alıştı mı ekip? - Onu son iki bölümde anlayacağız. Son iki bölüm geldiğinde herkesin bir yerleri acımaya başlayacak.

- Ezel farklı bir diziydi, çıtayı da yükseltti. Siz ne düşünüyorsunuz? - Biz işin içinde olduğumuz için böyle cümleler kurmamaya çalışıyoruz ama ben 20. bölümde katıldım Ezel‘e. O zamana kadar bir seyirci olarak izliyordum ve çok keyif alıyordum. ‘Sonuna böyle bir iş yapıldı, ışığıyla, rejisiyle, oyunculuklarıyla, senaryosuyla, sonunda Türkiye’de böyle bir dizi yapıldı,’ diye izliyordum. Pazartesileri Ezel günüydü benim için. Hayatımda ben hiçbir diziyi her hafta izlemedim, Ezel hariç.

- Sanırım insan projeyi bu kadar çok severse, başrol oynadıktan sonra böyle bir dizide yan rol olmayı kabul eder... - Kesinlikle. Ben Ezel‘i kabul ettiğim dönemde, sıralamada önde olan roller gelmişti ama benim için önemli olmadı. Ben zaten karakter oyuncusuydum. İyi bir işte ben 20.’de yazılırım. Bana öyle güzel sahneler yazıyorlar ki Ezel‘de, 50 bölüm başrol oynasam belki o keyfi alamam.

Azad çok acılar çekiyor, daha da çekecek - Azad’ın annesini kaybettiği sahnedeki

performansınızdan insanlar çok etkilenmiş, siz de etkilendiniz mi? - Konu çok evrensel; anne. Yani anneyle ilgili herhangi bir hikayeyi kime anlatsanız, duygulanır. Ve anne herkesin hayatında olduğu gibi benim hayatımda da çok önemli bir kavram. ‘Annem,’ derken bile

burnum sızlıyor. O kadar da güzel cümlelerle yazılmıştı ki o sahneler, okurken etkilenmeye, ağlamaya başlamıştım. Beğendi herkes, çok hoşuma gitti, mutlu oldum. - Bundan sonra ne

olacak Azad’ın durumu? - Azad çok acılar çekiyor, daha da çekecek bu kadarını söyleyebilirim.

 

M. Yıldıırm fotografları için tıklayınız

Aşağıdaki bağlantıdan Diziler instagram hesabını takibe alarak güncel dizi haberlerini instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

@diziler

üyeler ne diyor?

resim yok
:-) :) :o) :c) :^) :-D :-( :-9 ;-) :-P :-p :-Þ :-b :-O :-/ :-X :-# :'( B-) 8-) :-\ ;*( :-* :] :> =] =) 8) :} :D 8D XD xD =D :( :< :[ :{ =( ;) ;] ;D :P :p =P =p :b :O 8O :/ =/ :S :# :X B) O:)
Kapat

bizi takip edin