M. Shine’ın romanından uyarlanan ve kaliteli korku filmlerinin mihenk taşlarından biri olan M. Night Shyamalan’ın kızı Ishana Night Shyamalan’ın ilk uzun metrajlı filmi olan The Watchers geçtiğimiz Cuma günü seyircisiyle buluştu. Batı İrlanda’nın Galway yöresinde bir ormanda kaybolanların, yeraltından gelenler tarafından izlendiği filmin ana karakterini ise Dakota Fanning canlandırıyor.
Bu Ormanda Gerçek Olan Hangisi?
Yeni sahibine teslim edilmeyi bekleyen sarı bir papağanla yola çıkan Mina (Dakota Fanning), manidar şekilde Darwin adını verdiği bu hayvanla bir ormanda kaybolur. İrlanda’da oldukça karanlık bir ormanda kaybolanlar, bir anda Kümes adındaki evde bir araya gelirken, seyirci hikayenin ilerleyen kısmında kimin gerçek kimin sahte olduğunu sorgulamak zorunda kalıyor.
Başlangıçta kılık değiştirerek halden hale giren Mina, kaybolduğu bu ormanda; yaşlı ve bilge rolündeki Madeline (Olwen Fouéré), kimi zaman dengeyi sağlayan kişiliğiyle dikkat çeken genç kadın Ciara (Georgina Campbell) ve içindeki özgürlük hissine dur diyemeyen genç adam Daniel (Oliver Finnegan) isimli üç yabancıyla gözcülerden korunmaya çalışır.
Gözcülerin hışmından koruyacak tek şey ise Mina’dan önce kaybolanların keşfettiği kurallara uymaktır. Ormanın derinliklerinden çıkıp gelen gözcülerden korkmak ve onları kızdırmaktan kaçınmak gerekmektedir. The Watchers bu noktada önemli bir soruyu akıllara getiriyor. Kurallara uymak mı yoksa kuralları zorlayarak kendi kaderini yazmak mı gerekir? Aslında filmin vermek istediği mesajlardan biri de burada yatıyor: Akıllı adımlarla atacağınız cesur adımlar kendi hayatınızı kurmanızı sağlar.
Mitolojik Ögeler ve Halk Anlatılarıyla Dikkat Çekiyor
Ağaca asılı olan ‘Dönüşü Olmayan Nokta’ tabelaları ve sık sık kuş sürülerinin geçtiği ormandan kurtulmaya çalışan Mina bir yandan da geçmişiyle yüzleşir; annesi ve kız kardeşiyle geçirdiği korku dolu anları, zihni belki de son kez meşgul eder. Mina’ya kendi olmayı öğretecek bu yolculukta, Roy Kilmantin (John Lynch) isimli profesörün araştırma notları ise içten içe büyük bir yardımda bulunacaktır.
Korku ve gerilim türündeki The Watchers, psikolojinin ötesinde hikayesine yedirdiği mitolojik ögeler, kutsal kitaplar ve halk anlatılarından gelen periler, cadılar, yırtıcı hayvanlar ve yaratıklarla da konuya ilgisi olanların dikkati çekecek bir yapım.
Tekniği Sağlam Olsa da…
Kahramanların aynanın karşısında kendileriyle baş başa kaldıkları anlar ve bu camekanın ardında kendilerini izleyen yaratıklar… Filmin teknik açıdan ne denli başarılı olduğunu da bu ayna çekimlerinden okuyabilirsiniz.
The Watchers kendi içinde iki bölümlük bir seyir sunuyor. Peki filmin ikinci bölümüne gerek var mıydı? Sonunda anlıyoruz ki filmin çekim amacı aslında tam da bu karmaşık sonda gizli. Ancak profesörün odasındaki belgelerle başlayan gerçeklik sorgusu, işlenişi bakımından sıkıntılar barındırıyor. Apar topar yazılmış hissi veren bu sonu, böyle iyi bir iş hak etmiyor.
Kadrosu Kalitesini Ortaya Koyuyor
Filmin yapımcılığını üstlenen M. Night Shyamalan’a da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. 1992 yılında sinemaya giriş yapan Shyamalan, yarattığı kendine özgü gerilim ve Altıncı His, Ölümsüz, İşaretler, Köy, Ziyaret, Parçalanmış, Glass gibi yapımlarla adından söz ettiren bir isim.
New Line Films yapımı olan ve Ishana Night Shyamalan’ın yönetmenliği ve senaristliğini üstlendiği filmin senaryosunda aynı zamanda A. M. Shine imzası bulunuyor. Görüntüler Eli Arenson, müzikler ise Abel Korzeniowski tarafından seyirciyle buluşuyor. Filmin oyuncu kadrosunda ise Dakota Fanning, Olwen Fouere, Georgina Campbell, Oliver Finnegan, Alistair Brammer, John Lynch, Siobhan Hewlett, Hannah Dargan yer alıyor.
#video_44132#