‘Müzelik oldum!’
Zülfü Livaneli, hatıraların çok boyutlu ve derin olduğunu belirterek, “O kişi ben miydim diye düşünüyorsun, gençliğinle karşılaşıyorsun. Son dönemde belgesel dolayısıyla benim gençliğimi Mert Fırat oynadı, sahiden ben mi yaşadım bunları?” diye sorduğunu söyledi.
‘Hayat kahkahalarla, dostluklarla, arkadaşlıklarla dolu’
Yaş ilerledikçe insanın geriye baktığını ifade eden Livaneli, “Otobiyogrofimde, Türkiye’de yaşananları üst üste koyunca, ‘Ya hu neler çekmişsiniz’ diyorlar. Ama öyle değil, hayat kahkahalarla, dostluklarla, arkadaşlıklarla dolu… Hüzün veren tarafı, ben hep benden yaşça büyük olanlarla arkadaştım. Abidin Dino, Yaşar Kemal gibi… Onlar yok artık etrafta… Anılar, davranışlarımızı belirliyor.” dedi.
“Ülker’le babama bir kez gittik. Yargıtaydaki makamına… Girdik içeri, oturduk. İçeri yaşlı bir odacı girdi, ‘Mehmet Efendi rica etsem çocuklarım gelmiş, iki çay rica etsem, zahmet olacak size’ dedi. Böyleydi, bütün üslup buydu. Onun için bu yeni dünyaya alışmak beni çok zorluyor. Değer ölçülerinin sarsılması, dürüstlük, kibarlık, temizlik diye bir değer, insan ilişkilerinde birbirlerine saygılı davranmak diye bir değer, bunların kalmaması, yaşlı konuşması oluyor ama, ne yapayım, böyleydi böyle oldu. Ben böyle bir dünyaya uymayı reddediyorum.“
‘Kendimi sevdiklerime ait hissediyorum’
Zülfü Livaneli takım tutamadığını söylerken, “İsmail Cem, Galatasaraylı yapmaya çalıştı. Yaşar Kemal, Fenerbahçeli yapmaya çalıştı, babam rahmetli de… Ait hissedemiyorum. Kendimi sevdiklerime ait hissediyorum.” dedi.
‘Ne kadar etki büyükse düşmanlık da büyük oluyor’
Kendisine yapılan engelleme ve eleştirilerden de bahseden usta sanatçı şunları söyledi:
“1978’de ‘Nâzım Türküsü’ albümü çıktı. Bir yandan Nâzım Hikmet yaptım diye mahkemelerde hesap veriyorsun, bir yandan bütün aydınlar saldırıyor; ‘Karlı Kayın Ormanı ne biçim beste?’ diye. Gencecik, dışarıdan gelmişsin, çocuk gibi bakıyorsun her şeye. Hayatımın en zor şeyi oydu, kendi ülkenin aydınları tarafından dışlanmaya çalışılmak, hayat boyu sürdü. Nâzım’a da Yaşar Kemal’e de aynısını yaptılar. Ne kadar etki büyükse düşmanlık da büyük oluyor. Bizde sanatçılar birbirini sevmez!“